-
Şükreden aşka erer. Nankörlük eden nefs batağında göçer!
-
Eşinde Allâh’ın Cemâlini göremiyorsan, başkasında gördüğünü nefsinle görüyorsun demektir. Marifet, en yakınında Allâh’ı seyredebilmektir.
-
Bir bak Sonra bir daha bak, eşinin gözlerine Derin derin. Göreceksin oradan kalbine ulaşıp, İçindeki coşkulu sevgiyi. Hasretle bekledi bu an’ı!
-
Seninle sever eşini Allâh! Eşinle, sevgisini yaşatır sana Allâh! Gâfil olma, seveni gör, sevileni fark et! Bir’leşmek için benliğini terk et!
-
Büyük insanların büyük meseleleri harcım değil. Basit insanım değiştiremeyeceğim işle yorulmam. Sevgimi yayıp, sevgi paylaşabilirsem ne âlâ!
-
Kalpleri Allâh birleştirir! Bir kudreti görebilsek!
-
Aşkını haykırarak dillendiremiyorsan; etraf görüp, utanıyorsan çakma âşıksın! Aşk ne etraf, ne utanma, ne benlik bırakır. Âşık ol da gör!
-
Bağlı dilleri çözen, kalplerdeki volkanı tetikleyendir aşk. Aşk ile başladı yaşam; tüm bir’leşmeler onunla oluştu. “İnsan”da mi’râc oldu!
-
Ayrılık bazen âşığa rahmet olur. İçin için yaşadığı sevgi, ayrılık hâlinde coşar taşar bentleri yıkar, aşk olarak açığa çıkar, Leyla’dan da geçer!
-
Âşığın aşkı mâşukuna, varlığında görünen AŞK’adır! Kör de sûrete sanır. Aşk sûretsizdir!
-
AŞK kiminde, sevdiğini gördüğünde patlar yüzünde güller açar; kiminde de ayrı düştüğünde fışkırır sular sellerle dilinde şarkılar şiirlerle…
-
Aşk rest çeker, Akıl pes der.
-
Benlik/nefs köleliğinden azât olmadan hakkıyla sevgiyi ve aşkı yaşamazsın. Engel senden sanadır!
-
İnsanların, senin istediğin gibi, senin doğrularına GÖRE yaşamasını istediğin sürece cehenneminden çıkamayacaksın! Kara gözlükle yaşayacaksın!
-
Allâh seni başkalarını eleştirmek için yarattıysa ne denebilirki! Her yüzde kendi Cemâl ve kemâlini seyir için yaratılmışa ne mutlu.
-
En sevmediğin, nefret ettiğin kişide Allâh’ın yüzünü ve fiilini göremiyor, onu suçluyorsan mümin olduğuna inanmak çok zordur.
-
Ya adam gibi önceden düşünün o fiilin/sözün sonucunu, ya da ertesinde hindi gibi düşünün el başta!
-
Gönlünde sevgi, aşk olmayan, geçmişin/hatıraların kölesi olarak yaşar. Allâh’ı seyredenin geçmiş bağları olmaz, her yüzden Cemâli seyreder.
-
Aşk varlığın derinliklerindeki “el Vedud” tecellisi mazharı “Müheymin” meleklerle açığa çıkar. Cebrailî kuvve ilim “oku”turken, aşk nereden?
-
Aşk, bütün melekî kuvveleri camî olan “insan”da Müheymin melaike kuvvesinin açığa çıkışıyla yaşanır. Müheymin melaike âlemlerden bîhaberdir. Aşk yaşayan da bu yüzden âlemlerden kopar, aşkının seyrinde kendini kaybeder. Dünya varmış tâ ki yok olmuş, der, şarabı tâhir ile mest!
-
Şükreden de Allâh Esmâsının açığa çıkışıdır, nankörlük eden de. Şükredende nimetini arttırır, nankörlük edeni kendi başına bırakır.
-
Hidâyet Allâh’tandır. Gerçeğe davet edildiğinizde nefse uyarak daveti reddederseniz, kendi başınıza kalır, yanmaya devam edersiniz.
-
Ya “Allâh” diyecek, O’nun fiillerinizi yarattığını, o istemedikçe isteyemeyeceğinizi kavrayacak, insanları suçlamaktan döneceksiniz. Ya da...
-
Ne mutlu, nefsanî duygularına uymayıp, Allâh sevgisiyle dolu ve bunun gereğini açığa çıkaran kalplere. Sevgi ve merhamet sunanlara!
-
Dostlarım! Seviniz, sonuna kadar, dibine kadar seviniz ve sarhoşluğunu yaşayınız ama kimseyi putlaştırmayınız; gavs kutup mehdi sanmayınız.