“Hiç utanmadan mı?”
“Evet!”
“Peki bir kısım toplumlarda da bu işin tamamıyla karanlıkta, hatta hiç soyunmadan yapılması da var mı?”
“Evet..?”
“Öyle ise onların bu davranışı da, çevrelerinin kendilerini bu yolda şartlandırmasından ileri gelmiyor mu?..”
“Öyle herhâlde!..”
“Nitekim Dünya’nızda bir kısım gençliğin, toplumun çeşitli şartlandırmalarına karşı çıkarak tamamıyla arzu ettikleri gibi yaşadıklarını da görüyor musunuz?”
“Elbette... Ama burada bir mesele var... Bu şartlandırmalar olmasa insanlığın yaşamı tam bir anarşiye dönüşmez mi?.. İnsanların bir cemiyet içinde, bir düzen içinde yaşayabilmeleri için, bu şartlandırmalara gerek yok mudur?”
“Bak, orası ayrı bir konudur... O husus ayrı olarak incelenir. Bizim şu anda ki konumuz, insanların davranışlarında hâkim olan unsur olarak şartlandırmaların varlığı!.. Şartlanmaların gerekli olup olmadığı ise, ayrı bir husus ve tamamıyla bu husustan ayrı olarak ele alınması icap eden bir nokta!.. Elbette ki, sosyal yaşam düzenini temin edecek birtakım kurallara gerek vardır!.. Yalnız şu anda biz, kişideki duyguların, şartlanmalarla olan ilişkisine değindik...”
“Yani şartlanmaların esiri durumunda olduğumuzu mu ifade etmek istiyorsun?”
“Öyle olsa gene iyi!”
“Ya..?”
“Şu anda gerçekte, kişiliğiniz tümüyle bir şartlanmalar bütünü olarak mevcut! Yemeniz içmenizden tut, değer yargılarınıza, duygularınıza kadar tamamı denecek ölçüde kişiliğiniz, şartlanmalar bütünü olarak ortada!”
“Ya gerçek kişiliğimiz?”
“Bunu bilebilmeniz için üç aşamadan geçmeniz zorunlu...”
“Nedir bu üç aşama?”
“Önce ‘ben’liğini bilmelisin!”
“Yani?”
“Ben’ kelimesiyle kastettiğin varlığın, ne olup ne olmadığını bilmelisin!”
“Sonra?”
“Şartlanmalardan arınmalısın!..”
“Bu nasıl olur?”
“Üç kademede...”
“İzah eder misin?”
“Toplumun sende meydana getirdiği bütün şartlanmalardan arınacaksın, birinci kademede...
Toplumun sende meydana getirdiği şartlanmaların oluşturduğu değer yargılarından arınacaksın, ikinci kademede!..
Toplumun meydana getirdiği şartlanmaların oluşturduğu değer yargıları dolayısıyla sende hâsıl olan tüm duygulardan arınacaksın, üçüncü kademede!”
“Bayağı kafam karıştı!..”
“Biraz daha geniş anlatayım... İçinde yaşadığın toplum, anne-babandan tut, en uzak komşuna, gazete ve televizyona kadar, yetişme çağından itibaren seni belirli davranışlarda bulunmaya şartlandırmış mı?”
“Evet...”