129. “…ve BinNecmi hüm yehtedun” (16.Nahl: 16)
“...Necm (yıldız [hakikat ehli], ‘Ashabım gökteki yıldıza benzer; hangisine uyarsanız hakikate erdirir...’ hadisi) olarak hakikate erdirir!”
130. “Hel eta alel’İnsani hıynün mined Dehri lem yekün şey’en mezkûra” (76.İnsan: 1)
“Dehr’de insanın anılmadığı bir süreç yok muydu!”
131. “Ve iz ehaze Rabbüke min beniy Ademe min zuhurihim zürriyyetehüm ve eşhedehüm alâ enfüsihim* elestü BiRabbiküm* kalu bela şehidna* en tekulu yevmel kıyameti inna künna an hazâ ğafiliyn;” (7.A’raf: 172)
“Hani Rabbin Âdemoğullarından, onların bellerinden (menilerinden, genlerinden) kendi zürriyetlerini alıp; onları kendi nefslerine şahitlendirerek sordu: ‘Elestu BiRabbiküm = Rabbiniz değil miyim?’, (onlar da) ‘KALU = dediler, BELA = evet, Şehidna = bilfiil şahidiz’... Kıyamet sürecinde, ‘Biz bundan kozalıydık (gafildik)’ demeyesiniz! (İslam fıtratı üzerine yaratılır tüm insanlar konusunu anlatmakta... A.H.)”
132. “Ve yes’eluneke anirRuh* kul irRuhu min emri Rabbiy ve ma utıytüm minel ılmi illâ kaliyla” (17.İsra’: 85)
“(Yahudiler) sana Ruh’tan soruyorlar... De ki: ‘Ruh, Rabbimin hükmündendir. İlimden size pek az verilmiştir (bu soruyu soran Yahudilere cevaptır bu)!’”
133. “Feizâ sevveytühu ve nefahtü fiyhi min ruhıy…” (38.Sâd: 72)
“Onu tesviye edip (beynini oluşturup), o yapının içinden Ruhum’dan (Esmâ mânâlarımdan) nefhettiğimde (açığa çıkardığımda {nefh yani üflemek, içten dışa şeklinde olur daima. A.H.})…”
134. “…inniy ca’ilün fiyl’Ardı hâliyfeh*…” (2.Bakara: 30)
“…Ben arzda (bedende) bir halife (Esmâ mertebesinin farkındalığıyla yaşayan şuur sahibi) meydana getireceğim…”
135. “Ve alleme AdemelEsmâe küllehâ…” (2.Bakara: 31)
“Sonra Âdem’e (Esmâ’nın programlanışı, Esmâ bileşiminin açığa çıkışıyla yoktan var edilene) bütün Esmâ’yı (Esmâ ül Hüsnâ’sının anlamlarını açığa çıkarmayı ve kavramayı) talim etti (programladı).”
136. “Lekad halaknel’İnsane fiy ahseni takviym; Sümme radednahu esfele safiliyn” (95.Tiyn: 4-5)
“Gerçekten biz İnsan’ı en güzel bir sûrette yarattık. Sonra da onu esfeli sâfîliyn’e (dünyaya/dünyasına) reddettik!”
137. “Elleziy halekake fesevvake fe’adelek; Fiy eyyi suretin ma şâe rekkebek” (82.İnfitâr: 7-8)
“O ki seni yarattı (izhar etti), seni tesviye etti (beynini, bilincini ve ruhunu oluşturacak şekilde meydana getirdi), seni tam dengeli yaptı! Hangi sûrette olmanı diledi ise öylece terkibini - bileşimini oluşturdu!”
138. “Ve nefsin ve ma sevvaha; Feelhemeha fucureha ve takvâha” (91.Şems: 7-8)
“Nefse (bilince) ve onu düzenleyene; Sonra da ona (bilince) hem fücurunu (Hak’tan ve Sistemden sapmayı) ve hem de takvasını (korunmasını) ilham edene ki...”