168. “Ve cie yevmeizin Bicehenneme yevmeizin yetezekkerül’İnsanu ve enna lehüzZikra; Yekulü ya leyteniy kaddemtü lihayâtiy” (89.Fecr: 23-24)

(İşte) o süreçte, cehennem de getirilir (Dünya’yı kuşatır)! (İşte) o süreçte, insan hatırlayıp düşünür... (Fakat) Zikra’nın (hatırlamanın) ona nasıl faydası olur (beden - beyin yok artık ruhu geliştirecek)? ‘Keşke hayatım (şu yaşamım) için önceden yararlı şeyler yapsaydım!’ der.”

 

169. “İnne cehenneme kânet mirsada” (78.Nebe’: 21)

“Kesinlikle Cehennem güzergâh olmuştur (herkes oradan geçer)!”

 

170. “Ve in minküm illâ varidüha* kâne alâ Rabbike hatmen makdıyya; Sümme nüneccil leziynettekav ve nezeruz zâlimiyne fiyha cisiyya” (19.Meryem: 71-72)

Sizden Cehennem’e uğramayacak hiç kimse yoktur! Bu Rabbinin kesinleşmiş bir hükmüdür. Sonra korunanları(korunmanın getirisi, nûrânî kuvve sahiplerini) kurtarırız; nefsine zulmedenleri de dizüstü orada bırakırız.”

 

171. “Yubassarûnehüm* yeveddülmücrimu lev yeftediy min ‘azâbiyevmeizin Bibeniyh; Ve sahıbetihi ve ahıyh; Ve fasıyletihilletiy tü’viyh; Ve men fiyl’Ardı cemiy’an sümme yünciyh” (70.Me’aric: 11-14)

“Birbirlerine gösterilirken insanlar... Suçlular, o sürecin azabından kendini kurtarmak için oğullarını fidye olarak (ateşe) vermeyi düşünür... Karısını, kardeşini; aralarında yaşadığı tüm yakınlarını; yeryüzünde yaşamış olanların tümünü (fidye verse) de kendini kurtarsa!”

 

172. “İnna enzernaküm ‘azâben kariyba* yevme yenzurulmer’u ma kaddemet yedahu ve yekulülkafiru ya leyteniy küntü turaba” (78: Nebe’: 40)

“Doğrusu biz sizi yakın bir azap (ölüm) ile uyardık! O gün kişi, ellerinin (kendine) ne takdim ettiğine bakar; hakikat bilgisini inkâr eden de şöyle der ‘Keşke toprak olsaydım!’”

 

173. “Yevme yekulül münafikune velmünafikatu lilleziyne amenûnzuruna naktebis min nurikum kıylerci’u veraekum feltemisu nûra* feduribe beynehüm Bisurin lehu bab* batınuhu fiyhirrahmetu ve zahiruhu min kıbelihil ‘azâb” (57.Hadiyd: 13)

“O gün ikiyüzlü (münafık) erkekler ve ikiyüzlü kadınlar, iman edenlere: ‘Bizi bekleyin ki nûrunuzdan yararlanalım’ der! ‘Geriye dönün de bir nûr araştırın’ denildi. Derken aralarına kapısı olan bir sur (geçilmez perde) çekilir ki, onun bâtını (iç âlemi) içinde rahmet vardır, onun zâhiri azap tarafındandır.”

 

 174. “…yevme lâ yuhzillahunNebiyye velleziyne amenû me’ahu, nuruhüm yes’a beyne eydiyhim ve Bieymanihim yekulune Rabbenâ etmim lenâ nûrenâ vağfir lenâ…” (66.Tahriym: 8)

“O süreçte Allâh, O Nebi’yi ve Onunla beraber iman etmişleri rezil - rüsva etmez! Onların nûru, önlerinden ve sağ taraflarında koşar. Derler ki: ‘Rabbimiz... Nûrumuzu tamamla ve bizi mağfiret eyle’”

 

175. “FemennAllâhu aleyna ve vekana azâbessemum” (52.Tûr: 27)

““Allâh bize lütfetti ve bizi (cehennem ateşi) Semum’un (insan bedeninin gözeneklerinden geçen zehirleyici dumansız ateş; mikrodalga radyasyon) azabından korudu!”

 

176. “…ve inne yevmen ‘ınde Rabbike keelfi senetin mimma te’uddun” (22.Hac: 47)

“Muhakkak ki Rabbinin indînde bir gün, size göre bin yıl gibidir! (Buradaki işaret insanın geçeceği vefat sonrasındaki yaşam boyutu algılamasınadır Allâhu âlem. Çünkü ‘Rabbinin’ denerek, kişinin Esmâ bileşimi algılamasının getirisi olan bilinç boyutuna {beyninin içindeki - kozasındaki dünyasının zaman anlayışına} atıf yapılmaktadır. İşaret Rabb-ül âlemîn’e göre değildir. A.H.)

 

177. “Ta’rucül Melaiketu verRuhu ileyhi fiy yevmin kâne mikdaruhû hamsiyne elfe senetin” (70.Me’aric: 4)

“Melekler ve ruh, miktarı (size) elli bin sene gibi olan bir süreç içinde urûc ederler (hakikatlerindeki Allâh’a ermek için yöneliş süreci) O’na.”

41 / 48

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!