Soru
− Bulunduğumuz anda bizden çıkan fiil ve düşünceler bizim bir sonraki anda âhiretimizi mi oluşturur; bulunduğumuz boyut hikmet sistemiyle işlediğine göre... Burada hikmet sisteminde Kudret sırları seyredilmiş olur mu..? Teşekkürler...
Üstad
− Evet... Bedeniniz Dünya; bilincinizde hissedip yaşadıklarınız âhirettir!.. Sonsuza dek böyledir!.. Ancak Kudret Sıfatının seyri farklıdır!..
Soru
− Genetik yolla intikâl eden ilim, nakil midir? Özden gelen bir ilim midir?..
Üstad
− Özden gelen ilimlerden biridir, genetik bilgi!..
Soru
− Kurân’da bahsedilen yedi uyurları boyutsal olarak düşünebilir miyiz?
Üstad
− Sanmıyorum... Başka sorusu olan var mı?..
Soru
− Ulûhiyet, Zât’a mı mahsustur?..
Üstad
− Ulûhiyet, O’nun Zât’ını da anlatan SIFATIDIR!..
Soru
− Niye kendini seyretmek istemiş olabilir?..
Üstad
− Bunu Kendisine sormak daha yerinde olur bence!..
Soru
− Muhammedî meşrepli olan bir velî, ilmi Cebrâil’den mi alır, yoksa özünden mi, Zât’ından vasıtasız mı alır?..
Üstad
− Velî olmadığım için bilemem S..., bunu velî bulduğunda ona sor!..
Soru
− Her şey bir başka şeye vesile olur düşüncesinden yola çıkarak... Bir canlının bir diğer canlıyı meydana getirmesi, Esmâ’ların yürürlüğe girmesi, Allâh sistem ve düzeninin işleyişini mi gösterir?..Teşekkürler...
Üstad
− Muhtemelen genellikle evet!..
Soru
− İyiliğe niyet edilip fiil boyutuna çıkmasa bile, sevabının bir kısmının oluşmasına karşılık; kötülüğün sadece fiil boyutuna çıktığı zaman günah olarak oluşması, hadisini sistemde nasıl düşünmeliyiz?..
Üstad
− “Sevap” denen sistem düşünceye, “günah” denen sistem ise beyindeki fiile dönük devreyle çalışır...
Şirk ise, fiile değil, imana bağlı olarak çalışır ve düşünceye yansır!..
Cevap
− Teşekkür ederim Üstadım.
Üstad
− Peki bu akşamlık da bu kadar...
Perşembe akşamı buluşuruz kısmetse saat 21:00 gibi... Hoşça kalın...