24 Temmuz 1998

Üstad

− Cümleten Merhaba!..

Hiç beklenmedik bir anda herhangi bir şekilde aranızdan, dünyadan ayrılabilirim... Ama Allâh’a ve sizlere karşı olan sorumluluk duygusu içinde yazdığım düşünceler sanırım hiç geçerliliğini kaybetmeyecektir!..

İnsanlar gelir-geçer ama belli bir temelden kaynaklanan düşünceler, asırlarla insanlara yön verir...

Tıpkı bizim asırlar öncekilerin yaşamlarını bilmememize rağmen onların düşüncelerinden istifâde etmemiz gibi...

Bizler kesin olarak bilmek zorundayız şu sorunun cevabını; ki sonra attığımız veya atacağımız adımlardan pişmanlık duymayalım...

Niçin var olduk; biz yaratılırken bizim ne yapmamız, hangi hedefe ulaşmamız istenmişti?

Yaradılış amacımızın farkında değilsek...

Veya...

Yaratılış amacımızı biliyor da gereği gibi yaşayamıyorsak...

Bizi kimsenin hiçbir şekilde pişmanlıktan kurtaramayacağını fark etmek zorundayız...

İnsan, düşünebilme kabiliyet ve istidadı kadarıyla, bildiğiniz gibi hayvan sınıfından ayrılır...

Çünkü bu fıtratla yaratılmıştır...

İnsanın kullandığı beden makinesi, hayvanın daha tekâmül etmişidir.

Ama insan, insan olarak yaratılmıştır, hayvansal özellikler taşıyan beden içinde!

Ne yazık ki, bazıları, insanlıklarının farkında olmadan, bedensel özellikleriyle bilincini kayıtlamış ve böylece, hayvandan aşağı duruma düşmüşlerdir, Kurân’a göre...

Vahdet bilgisi Kurân’ın temel anlayışına hiçbir zaman ters düşmemelidir...

Bazı anlayışı kıtlar şu soruyu soruyorlar...

Mâdem her şey Allâh’ın varlığıyla vardır, hayvanı niye aşağı görüyorsun?

Şurasını anlayamıyorlar;

Varlıkta her ne varsa, “ALLÂH Adıyla İşaret Edilen”in, kendi ilminde yarattığı özelliklerle var olmuştur... Ama onlar, o özelliklere göre de, gene yaratan tarafından tasnif edilmiştir... Mertebeleri de yaratan kendisidir!

Dolayısıyla, “yaratılmışların en şereflisi” olarak tanımlanan ile, o özelliklere sahip olmayan arasında elbette ki mertebe farkı vardır ve bu farkı vurgulamak, onu hor hâkir görmek değildir!

Dışarıdan birim nasıl görülürse görülsün; veya değerlendirilirse değerlendirilsin; kişi sonuçta, kendi yaşadıklarının neticesi olarak, yaşayacaklarına katlanmak durumunda kalacaktır...

Sizin bana verdiğiniz değer veya değersizlik, benim yaşamımı hiç değiştirmez; ve sonuçta, ben, yaşamakta olduğum idrakın sonuçlarını yaşarım, daha sonraki aşamalarda...

İnsanlara, “insan”lıklarının ne olduklarını fark ettirmek üzere, görevli (yani bunun farkında olabilecek fıtratla yaratılmış) kişiler gönderilmiştir geçmişte ki, bunlara Nebi ya da Rasûl denmiştir...

Bunlar fıtratlarının gereği olarak, geldikleri toplumun alabileceği düzeyde, onlara uyarılarda bulunmuştur... 

64 / 80

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!