ahmedhulusi.org

Astrolojik etkiler tüm insanlara aynı gelir, herkes kendi programına göre tesir alır. Bu etkiler şunu yap veya yapma gibi değildir.

Aynı yer ve saatte doğmuş iki kişi dahi genetik birikiminden dolayı astrolojik etkileri farklı alır. Konu çok kapsamlıdır. Günlük genelleme yaklaşımını unutun.

Bedeninizin hacmi diyelim 1m³, ağırlığı 80kg. Bedensiz kaldığınızda varlık âleminde ne kadar yer kaplayacağınızı düşündünüz mü hiç?

İnsan ruhu denen yapının orijini wave/dalga/data/bilgi olduğuna göre hacmi ya da ağırlığı, şekli, biçimi olabilir mi?

Ölüm ötesi bedenin nerede nasıl oluşacak ve dünyan nasıl oluşacak? Bunları eğer bu günden çözmemişsen, ebeden bundan kör olarak yaşayacaksın.

“Ruhun hakikati” ilmi dünyada kendisine açılmamış kişi, sonsuza dek bundan mahrum kalır. Dünyada kör olmak, bu bilgiden mahrum yaşamak demektir.

Bütün velîler ruhun mahiyet ve hakikatini bilmek suretiyle körlükten kurtulmuş, gören gözü olmuş, YAKÎN ile yaşamın hakikatine ermişlerdir.

Kendini beden sanarak/kabullenerek yaşamak, tam bir basîret körlüğüdür. Ölümü tadıp yaşama devam etmeyeceğini sanan, imansızdır.

Güneş tutulması korkulacak bir şey getirmez Türkiye’ye. Korkulası olan, insanlardaki akıl tutulması yüzünden duygusal tepki ve davranışlardır.

“RUH bilinmez” diyenler Kur’ân cahili, (17. İsra’:85) âyetinin geliş nedenini bilmez müslümanlardır. “Bilemezsiniz” hitabı, yahudileredir! Değerli İslâm âlimi ve velîsi İmam Gazâli, “İhya-u Ulûmid’din” isimli kitabının 1. Cilt Rubul ibadet bölümünde “Ruh” konusunda şöyle der: “Yoksa sanma ki, Rasûlullâh Efendimiz Ruh’un hakikatini bilmiyordu!.. Zira, RUHUNU bilmeyen kendini bilmemiş olur!.. Kendini bilmeyen ise nasıl Rabbini bilebilir?.. RUHUN hakikatini Nebi ve Rasûller bildiği gibi, bazı velîler ve âlimlerin bilmesi dahi uzak değildir!..”

Allâh, ilmiyle ilmini ilminde seyredermiş. Senin de yaşamın, ilminle ilmini ilminde yaşayarak geçmiyor mu; madde tasavvuru içinde bedensiz?

Sıkıntı, kilitlenip fasit dairede dönüştür. Yolu ileriye olanda sürekli yenilendiğinden sıkıntı olmaz. Kilitleyen konuyu bul ve çöz ki, ilerle!

Sayısız ikaz ve uyarıdan sonra hâlâ yanlışını düzeltmiyorsa diyebileceğiniz şey, “kaderi/programı bunu yaşamasını gerektiriyormuş” olacaktır.

Ne Güneş tutulması ne başka bir astrolojik etki, Rabbinin/beyin adı altında açığa çıkan El Esmâ bileşiminin izni olmadan sana zarar veremez!

İnancını açığa çıkaran ve oluşturan Allâh Esmâ kuvveleri onu ergeç sana kazandıracaktır. DUA, sendeki oluşturma mekanizmasıdır. Düşün bekle!

İlminde ilmini, bilgi tabanında bilgini seyrediyorsan hâlâ bir bedeninin varolduğunu mu sanıyorsun? Beden bilgi yollamasa farkında değilsin.

Dünya yaşamında kendini bedenli kabul edenler, sonrasında da aynı kabulle yaşayıp, sonuçlarına katlanacaklar!

Dikkat et yaşamının pek çok an’ında hiç bedeninin farkında bile olmadan, düşünce dünyanda yaşamaktasın. Fark et bu ayırımı! Sonucunu düşün!

Madde olarak algıladığın gerçekte kuantum yapı ise sen o yapınla ölümsüz olarak son hâlinle devam edeceksin.

On milyonlarca insan, Mehdi kendilerini kurtaracak diye beklerken ölümü tattı! Mehdi beklemeyi bırakıp, kendi kendinizi kurtarmaya bakın!

Talepsiz, karşılıksız, beklentisiz verdikleriniz hayatınızda ne kadar yer tutuyor?

Beynin alarmı: Karşınızdaki kişi aynı olayı defalarca tekrarlıyorsa, aynı cümle ve kelimelerle kalıp tekrarlar yapıyorsa, durumu kritiktir.

Faal beyin, sürekli yeni üretimlerle yeni düşünce ve anlatımlarla kendini tanıtır. Kısır döngüdekiler ise devamlı aynı konu ve olaydadır. Bir de teyp hükmünde olan beyinler vardır ki ezberlediklerini tekrarlar ama bildikleri arasında bağlantı kurup, yeni sonuçlar çıkaramaz.

Güneş tutulması felâket olmadı ama bazıları kötü akıl tutulmasına uğradı, olmayacak konuşmalar yapıldı. Pluton-Uranüs-Mars-Satürn ilşkisi?

İran, Ortadoğu’ya hakimiyetini ilan etme noktasına emin adımlarla yürürken bu Suudilerin de sonu olur görünüyor.