Konunun derinliklerini bir yana bırakırsak, en azından, sınırlı ve kusurlu varlıklar olarak, “halifetullâh” olmaya yakışmayan davranışlar içindeyiz... Ve en tabii yaşantımız içinde dahi, yani yukarıda sayılan hâllerde dahi, hakikatimizin hakkını edâ edememek yüzünden nefsimize zulmetmekteyiz. Ve unutmayalım ki, sadece Dünya’da birtakım çalışmalar yaparak ölüm ötesi sonsuz yaşamın sonsuz güzelliklerini elde etme imkânına sahip olabileceğiz.
Öyleyse, elden geldiğince, Dünya’da bırakıp gideceğimiz ve bir daha hiç aklımıza gelmeyecek şeyler için tüm beynimizi harcayacağımıza, hâllerimizin ardına geçip, öze yönelelim; ve noksanlarımızı idrak edelim.
أَسْتَغْفِرُﷲَ الَّذِى لآإِلٰهَ اِلَّا هُوَ الْحَىُّ الْقَيُّومُ وَ أَتُوبُ اِلَيْهِ
Estağfirullâhelleziy lâ ilâhe illâ Hû, el Hayyul Kayyûmmu ve etûbu ileyh.
Anlamı:
Bağışlanma diliyorum. Allâh’tan ki, tanrı yoktur, Hayy ve Kayyum olan sadece O vardır. Tövbem O’nadır!
Bilgi:
Rasûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Kim, ‘Tanrı yoktur Hayy ve Kayyum olan O vardır. Bağışlanmayı Allâh’tan dilerim, tövbem O’nadır...’ derse, savaştan kaçmış bile olsa günahları bağışlanır.”
Burada çok önemli olan husus ikidir. İstiğfarda “İsm-i Â’zâm” kullanılması ve bu tür istiğfarın büyük günahları dahi affettireceği.
Dualarda “İsm-i Â’zâm” kullanılmasının hikmetini, “İSM-İ Â’ZÂM” bahsinde nasip olduğu kadar anlatmaya çalışacağım.
Savaştan kaçma olayının dahi bu şekildeki istiğfarla affedilmesi olayına gelince...
Savaştan kaçma, Hazreti Rasûlullâh AleyhisSelâm’ın bildirdiği üzere yedi büyük günahtan birisidir.
Buyuruyor ki Rasûlullâh: “Helâk eden yedi şeyden sakının…”
Soruluyor nedir onlar, diye:
“Allâh’a şirk koşmak;
Allâh’ın haram kıldığı insanı öldürmek;
BÜYÜ ve sihir yapmak;
Faiz yemek;
Yetim malı yemek;
Savaştan kaçmak;
İffetli kadına zina iftirası atmak.”
Açıklaması yapılıyor Efendimiz’den...
Görülüyor ki, büyük günahlardan bağışlanma dahi söz konusudur. Ve bağışlanmak için; hristiyanların günah çıkartmak için papazlara muhtaç oluşu gibi bir muhtaciyet gerekmeden; sadece Allâh’ın “Azamet ve Kibriyâ”sına yönelip, kusurunu, suçunu itiraf ile O’ndan bağışlanma niyaz etmek yeterli olmaktadır.
Öyleyse, ne kadar büyük suç işlemiş olursak olalım, asla umutsuz olmayalım ve Allâh’a yönelip tövbe etmeyi ertelemeyelim!
أَللّهُمَّ اغْفِرْلِى ذَنْبِى كُلَّهُ وَ دِقَّهُ وَجِلَّهُ وَ أَوَّلَهُ وَ اٰخِرَهُ وَﻋَﻼَنِيَتَهُ وَسِرَّهُ
Allâhummağfirliy zenbiy küllehu ve dikkahu ve cillehu ve evvelehu ve âhırehu ve alâniyetehu ve sırrahu!..
Anlamı:
Allâh’ım, günahlarımın hepsini, eskilerini, yenilerini, küçüğünü, büyüğünü, açıktan yaptıklarımı, kafamdan geçirdiklerimi mağfiret et (bağışla).
Bilgi:
Rasûlullâh (s.a.v.)’in en sık okuduğu istiğfarlardan biridir bu yazmış olduğum...
İstiğfar yapılırken, ne derece geniş kapsamlı tutulmasına örnek olması yönünden son derece dikkat çekicidir... Daha önce de belirttiğim gibi, bu duaları sadece papağan gibi tekrar etmekten kesinlikle kaçınmalı; Hazreti Rasûlü Ekrem’in neye, ne şekilde bir yaklaşım içinde olduğuna; hangi hususlara nasıl önem verdiğine azami dikkat göstermeliyiz.
Bu istiğfarın, namazlarda selâm vermeden önce okunmasında da büyük yarar görmekteyiz.