“RUH” kelimesi başlıca iki anlamda kullanılır:
1- “Ruhlar âlemi”, “Ruh-ül Kuds”, “İnsan’ın ruhu”, “Nebati ruh”, “Dünya’nın ruhu”, “Cehennem’in ruhu”, “Galaktik ruh” tâbirlerinde işaret edilen anlamıyla, “yer aldığı boyuta göre olan somut bir yapı” ifade eder şekliyle...
Bu tanımlama “Efâl âlemiyle” ilgilidir... Birimsellik ifade eder.
2- “RUHULLÂH”, “sen bu işin ruhunu anlamamışsın”, “ruhsuz adam” gibi çeşitli fakat aynı kökenli kullanımda olduğu gibi soyut olarak!
“Ruhsuz adam” demek; manevî değerlerden ve bunların sonucu olan duygulardan yoksun kişi, demektir.
İşin “RUH”unu anlamak demek; o işin oluşundaki öz mânâyı kavramak demektir...
“RUHULLÂH” ise iki anlama gelir:
a. Hayat sıfatının zuhuru.
b. Allâh isminin işaret ettiği mânâların varlığı.
“RUHUMDAN nefhettim”in anlamı ise, “Zât’ıma ait sıfat ve esmâm ile var kıldım”dır... Burada hiçbir boyuta göre hiçbir somut varlık söz konusu değildir... Bu ifade tamamıyla “Ceberût âlemine” ait bir tanımlamadır!..
Bu yüzdendir ki “RUH” kelimesini; geçtiği yerdeki genel anlama uygun bir şekilde, yukarıda belirttiğim iki ayrı mânâdan birine göre değerlendirirsek, konuları anlamamız daha kolaylaşır sanırım.
İşte bu sebepledir ki bundan sonraki kitaplarımızda; “insan” ve diğer birimsel varlıkların kendi boyutlarına göre var olan “ruh” bedenlerine, “mikrodalga beden” tâbiri yerine, “ışınsal beden”, “holografik beden” tâbirlerini kullanmayı uygun gördüm... Şayet daha uygun bir kelime de bulabilirsem ileride, elbette ki gene değişime açığım... Zira önemli olan isimler veya kelimeler değil, onlar ile işaret edilen kavramlardır.
Allâh bizleri, görünüş ve kelimelerle bloke olup taklitçi yaşamaktan korusun; indîndeki gerçekleri müşahede edip, tahkik ehli olarak basîretle ömür sürmeyi kolaylaştırsın... Amin.
Ahmed HULÛSİ
13.Eylül.1995
Antalya