Soru
− Kulun Rabbine âsi olması mümkün değilse, “VE ASA ADEMU RABBEHU FE ĞEVA”daki Âdem’in isyanı bir marifet midir, yoksa başka bir şey mi?..
Üstad
− Bu âyetten ben şöyle anlıyorum...
Âdem, Rabbi olan Esmâ terkibinin genişliği içinde hareket edemeyerek, beşerî kayıtlarla kayıtlanmak suretiyle hakikatine isyan etme durumuna düştü; ve sonra da bunun farkına vararak Nefsinin hakikatini yaşayamadığı için nefsine zulmetmekte olduğunu fark etti ve bunun üzüntüsünü yaşadı...
Soru
− İsteyerek ve hissederek akıldan geçirilen düşünce, takdiri ilâhî değil midir?..
Üstad
− Nefsinin takdiridir!..
Algılama daima değerlendirmeden önce gelir...
Soru
− “Allâh için nöbet tutanları, Allâh kabir azabından emin kılar” hadisinde bahsedilen nöbeti nasıl anlamalıyız ki bu nöbet kabir azabından emin kılıyor?..
Üstad
− Vatan sınırları senin izafî-göresel-geçici maddi vatanın değil; ölüm ötesi mutlak hakiki vatanındır... O sınırları koruman bu dediğin olaya vesile olur...
Peki herkese iyi geceler... Hoşça kalınız!..
Soru
− Üstadım, neden Rasûlullâh Efendimiz’in amcasının tevbesi için yaptığı dua kabul edilmedi?
Üstad
− Dua, fıtratı değiştirmez!
Soru
− “Hz. Muhammed Neyi Okudu?” kitabında... “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh” ifadesinin mânâsının Rahıym’den oluşunu nasıl algılamalıyız?
Soru
− Zâhir yönlü icazet sahibi kişilerin bâtınî yönden haberdar olmamaları mümkün müdür?
− Ve Teklik yönüyle mekr kavramını nasıl algılamamız mümkündür?