Üstad
− .... biraz daha açıklar mısın?
Cevap
− Her şey izafî, tahkikimiz de varsayımlara dayalı, böylece gerçeğimiz de izafî olur düşüncesindeyim...
Üstad
− Yani? Gerçek yoktur; gerçeklerİMİZ vardır mı demek istiyorsun?
Cevaplar
− Evet…
− Gerçek, her an yeni bir şandadır...
− “Gerçek” sözcüğü sınırsız sonsuz İlim içinde bir sınır getiriyor diye düşünüyoruz Üstadım...
− TEK bir mutlak vardır. O da mutlak diye bir şey olmadığıdır…
− Chat topluluğumuzun zihinsel ortalaması, gerçek eşiğimizi oluşturmakta, Ârif olan da bu olguya icabet etmektedir... MAALESEF!
− Taklitten Gerçeğine.
− Sonsuz süreç içinde her boyutun farklı gerçeği olduğundan, sonsuza uzanan araştırmada ne kadar nasip varsa o seviyenin hakikatine ulaşılır dersek yanlış mı olur Üstadım?..
Üstad
− Herkesin gerçeği, onun idrakının eriştiği kadarıdır!..
Soru
− Hz. Rasûlullâh’ın Mi’râcı sırasında Hz. Musa ile aralarında namaz rekâtlarının 50’den 5’e indirilmesi konusundaki diyaloğun bâtınî anlamı nedir?..
Üstad
− Hazreti Rasûlullâh Mi’râcta yaşadığı hakikatin bütün kendisine inananlarca yaşanmasını arzuladı... Müminlerle paylaşmak istedi...
Mi’râcta yaşadıklarını onlarla paylaşmak için de namazın onlara farz kılınması gerekliydi...
Ne var ki, O’nun bu çok büyük paylaşım arzusunun kaynaklandığı insanın hakikatini görme tespiti; insanın fıtrat, istidat ve kabiliyeti yönünden O’nu perdeledi...
İnsanlara olan bu sevgisi sebebiyle... Onlara namazı olabildiğince fazla yaşatmayı düşünürken; Musa Aleyhisselâm, insanlar hakkında yaşadığı tecrübeye dayanarak; insanların büyük çoğunluğunun bu olayı kaldıramayacağı gerçeğini O’na hatırlatmak istedi...
İşte bu hatırlatma, Rasûlullâh’ın müminlere olan teklifinde, “Senin isteğin Allâh’ın isteğidir” açısından, namazın 5 vakte kadar indirilmesine sebep oldu...
Özetle böyle; benim bilebildiğim kadarıyla demek istiyorum...
Soru
− Mi’râcta yaşananlar tahkik midir?.. Yoksa tahkikin daha ötesinde bir şey mi?.. Rasûlullâh’ın Mi’râcı...
Üstad
− Tahkikin tahakkuku!..
Soru
− Tahakkuk, Mutmainne ve Radiye çizgisi değil midir?..
Üstad
− Tahakkukun en alt sınırı MARDİYE NEFS’tir... bildiğim kadarıyla...