Nasıl ki, bir kişi suda boğulacakken bulduğu bir dala o anda başka hiçbir şey düşünmeden sadece yakalamayı düşünerek uzanırsa, isteğe böyle uzanmak gerekir!

Soru

− Zikirle bunu yaptırabilir miyiz?..

Soru

− Üstadım… Salâvat çekmekten kastedilen mânâ, o kelimelerin tekrarı mı? Eğer değilse hadiste geçen günün tümünü salâvatla geçirmekten mânâ ne olabilir?

Üstad

− Salâvat, Allâh Rasûlü’nü değerlendirebilmektir!.. Kişiliğini değil, getirdiğini... Yani o da, “OKU”yabilmektir!..

“OKU”mak da, sistemin tümünü okumak demektir...

Şu hususa DIKKAT!..

Kurân’da, Kitab’ın bir kısmını okumanın yetersiz olduğuna işaret eden uyarılar vardır...

Eğer Kitab’ın tamamını okuyamazsanız, konu hakkında yanlış kanaatlere varırsınız!..

Sistem ise tümüyle bir kitaptır!..

İçinde yaşadığınız sistemin yalnızca köyünüzden bahseden sayfalarını okursanız; yarın başka toplum içine girdiğinizde “ALLÂH”ı inkâr noktasına gelir ve artık hayalinizde yarattığınız “TANRI”nızla başbaşa kalırsınız...

Sizin köyünüzün kuralları, örf âdetleri kitabın bir paragrafı olduğu gibi, diğer sayfalarda da çok daha başka konular işlenmiştir YAZAN tarafından!..

Sizin köyünüzde İMAM NİKÂHI vardır, diğer köyde Sütçü nikâhı!..

Allâh Rasûlü’nün nikâhını kim kıymıştı?

“İmam” kime denir; ne anlama gelir; bunu biliyor musunuz?

Önemli olan imamın ya da sütçünün nikâh kıyması değildir!.. Önemli olan nikâh “kavramı”dır!..

Bu da iki kişinin bir gecelik zevk için değil, uzun süreli birbirinin maddi manevî sorumluluğunu üstlenmesidir... Bu konuda iki şahit huzurunda, kişilerin itirafı nikâh akdidir... Kurân’daki nikâh kavramı budur!.. Bunun içinde imama ya da sütçüye ihtiyaç yoktur!..

Kurân’da anlatılmak istenenleri çok iyi anlamak gerek...

Yoksa bugünkü taklidî uygulamanın batağında boğulur insan!..

Kurân’ın nikâh kavramı ile, toplumsal örfün nikâh kavramlarını birbirine karıştırmamak gerekir...

Sistemi okuyun!..

“Allâh Adıyla İşaret Edilen” için senin ne ibadetin bir anlam taşır, ne imanın, ne de nikâhın!..

Öyle ise bu konuyu, şartlanmalardan öte, gerçekçi şekilde bir düşünün bakalım!..

Soru

− Üstadım, yukarıdaki anlatımlarınızdan sonra “zina”yı nasıl değerlendirmeliyiz?..

Üstad

− Zina kelimesinin devletlere ve o devletlerin hukukuna göre anlamı başkadır, Kurân’a göre başka...

Sen hukukçu olarak Medeni Hukuk yönünü bilirsin elbet...

Benim, Sisteme karşı sorumluluklarım ayrıdır; yaşadığım-mensubu olduğum devletin kanunlarına karşı sorumluluğum ayrıdır... 

17 / 80

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!