Üstad
− “İlim öğrenmek” demek, OKUmasını öğrenme çalışmaları demektir... Bilgi ezberlemek değil!
Soru
− Üstadım, ilmin kaldırılması ne demektir?
− Bunu sağlıklı iken zikirle gerçekleştirebilir miyiz? Hiç zikir yapmamış kişiden bahsediyorum. Teşekkürler.
Üstad
− Kişi beyin kapasitesinin getirisini yaşar... Mevcut kapasiteyi arttırmadıkça, bulunduğu hâlin dışında bir şey yaşayabilecegini sanmıyorum...
Soru
− Üstadım... Elimize girene sevinmememiz, elimizden çıkana da üzülmememiz gerekirken, söylediğiniz anlamdaki şükür düşüncesinden imtina etmemiz mi gerekiyor?..
Üstad
− Şükür ayrıdır, elindekine sahiplik düşüncesi ayrıdır...
Soru
− “İnsan ve Sırları” kitabınızda; “Şu anda nasıl maddi ya da manevî yanışlar söz konusu ise, ölüm ötesi yaşamda da aynı şekilde yanışlar söz konusudur!..” diye bir anlatımınız var. Ölüm ötesindeki yanışlardan kastettiğiniz nedir Üstadım?..
Üstad
− Bu kayıtların aynıyla devam edecek ölüm ötesi boyutta da... Bundan dolayı yanmalar söz konusu... Yanmalar, yanlışlar yüzündendir... Yanlışının sonucuyla karşılaşmak “yanmak” diye tarif edilmiştir...
Soru
− Beyin son an’a kadar ruha yükleme yaptığına göre, son anda ki şehâdet geçerli olur mu?..
Üstad
− Şahit olmuşsa, evet!
Şehâdet, son ana kadar geçerlidir...
Soru
− Belli kişileri rüyada görmek, onlarla sohbet etmek ve bununla birlikte idraklar oluşması o kişi tarafından biliniyor mu?
Üstad
− Hayır, ilgisi yoktur...
Soru
− Üstadım, birimin salâvatı, sistemi okumaksa; Allâh’ın salâvatı sistemi yaratmak mı olur?..
Üstad
− Evet...
Soru
− A’raf: 205: “Rabbini gönülden ve korkarak içinden HAFİF bir sesle sabah akşam an, gâfillerden olma.”
Üstadım, bizim çektiğimiz zikir ile, tanımlanan zikir farklı mı?..
− Cehennemi bir arınma merkezi olarak düşünüp gayrı müslimlerin de arındıktan sonra cennete gireceğini söyleyebilir miyiz?
Üstad
− İman ehli olan herkes arındıktan sonra Cennet boyutuna geçecektir. Cehennem, Dünya’dayken imanı olmayana iman kazandıramaz!