“Sünnet” Nedir?
“…VE LEN TECİDE Lİ SÜNNETALLÂHİ TEBDİYLA” (48.Feth: 23)
“…SÜNNETULLÂH’TA ASLA DEĞİŞME BULAMAZSIN!”
Falanca için “sünnet” başka türlü, filanca için “sünnet” başka türlü, fişmekanca için “sünnet” başka türlü olmaz...
Herkes için geçerli tek bir “SÜNNET” vardır!.. “ALLÂH SÜNNETİ”!..
Şimdi burada üzerinde düşünmemiz gereken önemli bir konu daha var gibi geliyor bize...
“SÜNNET” deyince, sadece Hz. Rasûlullâh (aleyhisselâm)’ın sakalını, bıyığını, entarisini, başına doladığı sargıyı, üzerine oturduğu hasır yaygıyı; ya da elle yemesini mi anlayacağız?.. Ya da diğer bir ifade ile, sadece O’nun “âdetlerini” mi anlayacağız?..
Bildiğimiz, inandığımız, kabul ettiğimiz kadarıyla; “Hz. Muhammed’in ahlâkı, ALLÂH ahlâkı”dır!..
Yine, bildiğimiz, inandığımız, kabul ettiğimiz kadarıyla, “Hz. Muhammed’in sünneti de ALLÂH SÜNNETİ”dir...
Hz. Rasûlullâh’ın “SÜNNETİ”, “ALLÂH SÜNNETİ” ise; acaba ALLÂH “SÜNNETİ” nedir ki, Rasûlullâh “SÜNNETİ” de o ola?..
Ki bu arada yukarıda naklettiğimiz âyette, “ALLÂH SÜNNETİNİN HİÇBİR ZAMAN DEĞİŞMEDİĞİ” vurgulanmaktadır!..
Buna göre, hangi zamanda yaşanırsa yaşansın, yani ister bin küsur yıl önce ister beş bin yıl sonra, Rasûlullâh (aleyhisselâm)’ın da hiç değişmeyecek “SÜNNETİ”dir bu!
Yüz bin ya da on milyon yıl önce de, sonra da “ALLÂH SÜNNETİ” değişmediğine göre... Allâh Rasûlü’nün “SÜNNETİ” de “ALLÂH SÜNNETİ” olduğuna göre; hâlâ sadece, Rasûlullâh’ın biçim, kıyafet ya da davranışlarını mı anlayacağız “SÜNNET” kelimesinden?..
Yoksa, “ALLÂH”ın zamanüstü yaratış hüküm ve sisteminin Allâh Rasûlü tarafından fark edilip; ALLÂH sistem ve düzeninin zamanüstü değerlerinin benimseniş ve bize fark ettirilmek istenişinden mi söz edebileceğiz?
Unutmayalım ki!..
Hatırlayalım ki!..
Ya da fark edelim ki!..
Allâh Rasûlü, bize “ALLÂH”ı bildirmek, fark ettirmek, kavratmak, hissettirmek ve sonuçlarını yaşattırmak için görevlendirilmiştir!
Allâh Rasûlü’nün yaşadığı zaman ve ortam gereği zorunlu olarak ortaya koyduğu davranış ya da görünüşlerle “Allâh”ı kayıt altına almak; bize “Allâh”ı tanıma konusunda sayıya gelmez çok önemli gerçekleri kaybettirir...
Şunu çok net bir şekilde fark edelim ki!..
“Allâh”ı tanıma bâbında gerekli olan tüm ipuçları Kur’ân-ı Kerîm’de bize bildirilmiştir...
Ayrıca, Hz. Rasûlullâh (aleyhisselâm)’ın dahi, tarafımızdan nasıl değerlendirilmesi icap ettiği hususunda gerekli bütün işaretler gene Kur’ân-ı Kerîm tarafından bize açıklanmıştır...
Bütün bunların ışığında; biz Rasûlullâh (aleyhisselâm)’ın da sahip olduğu Kurân’da açıklanan “ALLÂH”ın zamanüstü “AHLÂK” ve “SÜNNET” anlayışını hakkıyla anlayamazsak; konuyu fevkalâde basit ve dar kapsamlı değerlendirme vartasına düşeriz!.. Ki bu değerlendirme yanlışının bize kaybettirdiklerini de bir daha hiçbir şey kazandıramaz!..
“ALLÂH İNDÎNDE DİN, İSLÂM’DIR!..” (3.Âl-u İmran: 19)
“…SÜNNETULLÂH’TA ASLA DEĞİŞME BULAMAZSIN!” (48.Feth: 23)
Âyetlerine dikkat ediniz, zamanüstü gerçeklere işaret buyurmaktadır!
Örf, âdet, zaman, mekân üstü “ALLÂH AHLÂKIYLA AHLÂKLANIN!..” buyuran Rasûlullâh (aleyhisselâm), elbette ki “ALLÂH” ahlâkıyla ahlâklanmıştı!..