Bu sebepledir ki, “mevcudat Allâh’tır” görüşü bâtıldır, ilkeldir! Beş duyu kaydından kendini kurtaramayan dar görüşlü beyinlerin, 30 derecelik perspektifi olan kişilerin görüşüdür, mevcudat Allâh’tır görüşü!..
İşte yaşamda, bütün olup bitenler ve mevcut bilinçler, hep bu melekî güçlerle, melekî şuurla meydana gelmektedir.
Dışarıdan bakılan bu insan bedeninde, atomların yeri neyse; bir türü itibarıyla, algılanan ve algılanacak olan tüm varlıkların temelinde “meleklerin” yeri de odur!..
Bunun için eğer sen, işin özüne, gerçeğine ve hakikatine inmek ve “görenler”den olmak istiyorsan, çıkış noktası olarak önce meleklere iman etmek zorundasın.
Eğer “melekleri” inkâr edersen, işin özüne gitme yolları sana kapanmış olur! Hakikate ermekten mahrum kalırsın!
Madde boyutunda beş duyu ile yaşarsın ve öylece de geçip gidersin bu dünya yaşamından!.. Ancak bundan dolayı da biz seni kınamayız, seni küçük görmeyiz!.. Çünkü sen de o kapasiteyle yaşamak için var olmuşsun ve de varoluş gayeni yerine getirmektesin!
Ama senin bu varoluş gayeni yerine getirirken, geçireceğin aşamalar, sende belli üzüntü, sıkıntı ve azapları da meydana getirir... Bunu da aklından hiç çıkarma!
Evet, “meleklere iman” denen olayı da bu kadarıyla anlayabildiysek, bilelim ki; vahiyden, yediğin yemeğin vücutta yararlı hâle gelmesine; bunların beyinde değerlendirilip, madde beden ötesi ruh bedeninin yani, holografik dalga (wave) bedeninin oluşturulması dahi, hep melekî güçlerledir.
Varlığında, özünde melekî güçler vardır!
Eğer ki sen meleklerin ne olduğunu anlayıp -ki bunun için de imanla yola çıkacaksın- ve daha sonra da idrak edersen; şayet cehennemden de kendini kurtarabilmiş isen; kademe kademe arınmalar neticesinde, bu melekî boyutta yerini alıp; “İnsan” kemâline sahip “Melek” olarak yaşamına sonsuza dek devam edersin, “cennet” diye tarif olunan ortamda!
Yok eğer kendindeki bu melekî özelliklere ve güçlere rağmen, gerekli arınmayı sağlayamamışsan; o zaman dalga (wave) beden boyutunda kalırsın; ki bu boyut da cinlerin boyutudur!.. Bu cehennem diye bahsedilen âlemde sonsuza dek yaşarsın...
Sonuç olarak ölümden ve kıyametten sonraki yaşamda insanın mutlak âkıbeti ikisinden biridir...
Ya “cin” denen, “şeytan” denilen; bugünün insanını uzaylıyız diye kandıran varlıkların boyutunda yer almak; ya da belli arınmalardan geçmek suretiyle “melek” denilen varlıkların boyutunda insanî şuur ve kemâlâta sahip olarak yaşamını devam ettirmek…
İşte bunun için de meleklere iman çok önemlidir...