Câbir (radıyallâhu anh) şöyle dedi:

Surâka ibn Mâlik geldi ve şöyle sordu:

– Yâ Rasûlullâh!.. Bize DİNİMİZİN ASLINI BEYAN ET!.. Bugünkü amel neyin içindedir?.. Bunun bilgisine nispetle, biz sanki şimdi yaratılmış gibiyiz. Bugünün ameli, kalemlerin yazıp da kuruduğu, takdirlerin cereyan ettiği işler içinde midir?.. Yoksa karşılaşacağımız işler içinde midir?

Rasûlullâh (sallâllâhu aleyhi vesellem):

– Hayır!.. Bugünkü iş, yeniden oluşacak işler içinde değildir!.. Fakat kalemlerin yazıp kuruduğu, takdirlerin cereyan etmiş olduğu işler içindedir!.. buyurdu.

Surâka bu defa sordu:

– Öyle ise amel ne için?..

Züheyr dedi ki: Bundan sonra Ebu Zübeyr anlamadığım bir şey konuştu; ben ne dedi, diye sordum:

– Amel ediniz, çünkü herkese kolaylaştırılmıştır! buyurdu.

***

Abdullah ibn Mes’ud (radıyallâhu anh) şöyle dedi:

Bize daima doğru söyleyen ve kendisine de doğru bildirilen Rasûlullâh (sallâllâhu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu:

– Sizin birinizin ana-baba maddeleri 40 gün anasının karnında toplanır. Sonra o maddeler o kadar zaman içinde katı bir kan pıhtısı hâlini alır. Sonra yine o kadar zaman içerisinde bir çiğnem ete tahavvül eder. (120. günde) ona bir melek gönderilir de bu melek ona ruhu nefheder. Ve melek dört kelime ile yani rızkını, ecelini, amelini, saîd ve şakî olduğunu yazmakla emrolunur.

Kendisinden başka Hak ilâh olmayan Allâh’a yemin ederim ki: Sizden biriniz cennet ehlinin ameliyle amel etmekte devam eder. Nihayet kendisi ile cennet arasında bir zirâ’dan başka mesafe kalmaz!.. Bu sırada yazı o kişinin önüne geçer!.. Bu defa o kişi cehennem ehlinin ameliyle amel etmeye devam eder.

Ve yine sizden biriniz cehennem ehlinin ameliyle amel eder, nihayet kendisiyle cehennem arasında ancak bir zirâ mesafe kalır. Bu sırada yazı önüne geçer!.. Bu defa da o kimse cennet ehlinin ameliyle amel eder ve cennete girer!

***

Enes ibn Mâlik (radıyallâhu anh) şu hadisi Rasûlullâh’a bağladı:

Rasûlullâh şöyle buyurmuştur:

– Şüphesiz Aziyz ve Celiyl olan Allâh, rahime bir melek tevkil etmiştir. Melek, “Ey rabbim bir nutfedir; ey rabbim bir kan pıhtısıdır; ey rabbim bir çiğnem ettir” der. Allâh bir mahlûk hükmedip yaratmak istediğinde Melek; “Ey Rabbim erkek midir yahut dişi midir; şakî midir yahut saîd midir; rızkı nedir; eceli nedir?” sorularını sorar. BUNLAR ANASININ KARNINDA İKEN BÖYLECE YAZILIR!..

***

Hazreti Âli (radıyallâhu anh) şöyle anlattı:

Biz bir defasında Bâki-ül Garkad mezarlığında bir cenazede bulunduk. Rasûlullâh (sallâllâhu aleyhi vesellem) yanımıza gelip oturdu. Biz de etrafına oturduk. Rasûlullâh’ın beraberinde bir asa vardı. Rasûlullâh başını eğdi ve düşünceli bir hâlde elindeki asa ile yere vurup dürtüştürmeye, çizgiler ve izler meydana getirmeye başladı. Sonra:

– Sizden hiçbir kişi ve yaratılmış hiçbir nefis müstesna olmamak üzere, muhakkak cennetteki ve cehennemdeki yerine Allâh yazmıştır!.. Ve herkesin şakî veya saîd olduğu muhakkak yazılmıştır!.. buyurdu.

Bunun üzerine sahabîlerden bir kimse şöyle sordu:

– Yâ Rasûlullâh, öyle ise bizler ameli terk edip, bu yazımız üzerine kalalım mı?..

Rasûlullâh şöyle buyurdu:

– Saîd olan kimse, saadet ehlinin ameline ulaşacaktır. Şakî olan kimse de, şekavet ehlinin ameline ulaşacaktır. Sizler amel edip çalışın!.. Çünkü herkese kolaylaştırılmıştır!.. Saîd olan saadet ehlinin AMELİNE KOLAYLAŞTIRILIR, şakî olan da şekavet ehlinin AMELİNE KOLAYLAŞTIRILIR.

Sonra Rasûlullâh şu âyetleri okudu:

68 / 109

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!