Yenilendik mi?
“Tek’in Seyri” ile bundan önceki “İnsan ve Din” isimli kitabımda, buradaki konulara kaynak olacak temel bakış açılarını derlemiştim.
Bu kitapta ise, çok yönlü düşünen beyinlere, konuları geniş bir perspektifte ve çok boyutlu olarak açıklamaya çalıştım.
Çağdaş bilimin verilerine erişemeyen beyinler için, geçmişte, hakikati görmenin tek yolu “keşif” veya “fetih” denilen, içsel algılama yollarıydı. Bu müşahedelerini de, ancak işaret yollu, mecazlarla, benzetmelerle dillendirebiliyorlardı.
Onların yaşadıklarını yaşamamışların ise anlatılanları taklit yollu tekrardan başka şansları yoktu.
“YENİLEN” hükmü açığa çıktı, bundan yaklaşık altmış küsur yıl önce! Atom (madde) parçalandı!
Maddenin, beynin beş duyuya göre değerlendirmesi olduğu fark edilmeye başlandı… Ne var ki beynin tek değerlendirmesi değildi bu!
“Dalga (wave) okyanusunda” yüzen bilinç balıkları olduğumuz düşünüldü!
Bilinç balıkları okyanusun derinliklerine daldı; “holografik gerçeklik” ile yüz yüze geldi!
Okyanusun ötesinde, beynin, “holografik beyin” olduğu keşfedildi!
Kuarksal katmandan geçilip, string teoremiyle, bölünmez parçalanmaz (ahad-samed) TEK’e işaret edildi.
Ve son bir şey daha fark edildi ki; tüm bunların algılandığı katman, bir üst katmanın (semânın) içinde yalnızca bir alt boyut!
Evren içre evrenlerin, gerçekte, “çok boyutlu tek kare resim” algılamasıyla “ALLÂH” ismiyle işaret edilenin çeşitli isimleriyle tanımlanan özelliklerinin “AN”lık görüntü algılamasından başka bir şey olmadığı “NOKTA”sına ulaşıldı!
Ve dahi fark edildi ki; o “NOKTA”, “ALLÂH” ismiyle işaret edilenin ilmindeki sayısız “Nokta”lardan yalnızca bir “NOKTA”!
Bunu da ifade eden tek bir tanımlama var…
ALLÂHU EKBER!
“Holografik Gerçeklik”ten (ya da mecazla diyelim, hakikatinden) aldığı ilhamla yaşayan birileri, seslendirdi bu gerçeği!
Bu çağın yenilenmesi de böylece gerçekleşmiş oldu, bize göre! Bundan sonrası ise, katman içi yatay-detay bilgiden öteye geçebilir mi bilemem!
Yeryüzünde yaşamış en muhteşem beyin, geleceğimizin en muhteşem Ruhu, cennet ismiyle tanımlanan boyutun en muhteşem Nûru Muhammed Mustafa (aleyhisselâm)’ın bahşetmiş olduğu bilgilerden yola çıkarak “Kur’ân-ı Kerîm” isimli bilgi kaynağının şifrelerini kapasitem kadarıyla deşifre ederek, günümüz anlayışının kaldırabileceği ölçülerle yazmaya çalıştığım bu konular, umarım sizlere yepyeni ve bambaşka bir yaşam boyutunun anahtarı olur.
Bedenlerimizi terk edeceğimiz bu boyuttan sonra, ruhlarımızı da gelecekteki ortamında terk edip; “nûr” diye adlandırılan sonsuz yaşamda bir arada olmak niyazıyla…
AHMED HULÛSİ
4 Mayıs 2007