Sayfayı Yazdır

Hz. Muhammed’in Mucizevî Tespiti

Yeryüzüne gelmiş en muhteşem beyin Allâh Rasûlü Muhammed (aleyhisselâm)’ın mucizevî bir tespitini açıklamak istiyorum bugün...

Yaklaşık on sene önce Hazreti Muhammed Neyi Okudu? isimli kitabımda detaylı olarak anlattığım üzere, gökteki tanrının yanından Dünya üzerinde seçtiği peygamberine yazılı bir kitap indirmediğini; Allâh ismiyle işaret edilenin birimde açığa çıkardığı bilginin “nüzûl”, vahiy yollu geldiğini; yani “BİLGİ”nin, özünden gelip, bilincinde açığa çıkması şeklinde, “İKRA” olayıyla “OKU”nan, Allâh Sistem ve Düzeni olan “SÜNNETULLÂH” olduğunu açıklamıştım. Cebrâil ismiyle işaret edilen, Rasûl ve Nebilerde açığa çıkan melekî kuvve, ebediyen değişmez “Sünnetullâh”ı “OKU”mayı sağlar!

Anladığım İslâm başlıklı yazımda izah ettiğim üzere, “İKRA=OKU”ma işlevinin, gökten tanrının yanından gelen kanatlı meleklerin dediklerinin tekrarıyla değil, beyinde açığa çıkan ALLÂH isimlerinin işaret ettiği kuvveler (melekler - melekeler) ile oluştuğunu, her kapsamlı düşünen beyin fark edebilir.

İşte işin sır noktası beyin!

“Kalp” diye bahsedilen şey ise “şuurda açığa çıkan iman nûrunun” adıdır! Hâlâ hadislerdeki “kalp” kelimesiyle işaret edilenin “yürek” olduğunu düşünenler, kalp nakli ameliyatlarıyla başkasının kalbini alanların durumunu sorgulasınlar!

Dinsel anlatımla, beyin, insanda ALLÂH isimlerinin işaret ettiği anlamların zâhire (açığa) çıktığı merkezdir...

Tüm insanlar ve insansılar için geçerli olan gerçek bu!

Doksan dokuz Esmâ diye bildiğimiz, detayda sayısız ALLÂH isimlerinin işaret ettiği kuvveler, özellikler, hep beyin aracılığıyla açığa çıkmakta tüm canlılarda.

Hareket eden hiçbir canlı yoktur ki onun “b”nasiyesinde (alnında-beyninde var olarak/beyninden) tutmuş olmasın (Fâtır’ın beyni programlaması)... (11.Hûd: 56) âyeti de buna işaret eder; Rabbanî tasarrufun beyin aracılığıyla açığa çıktığına...

Bunlar, işin işaret, mecaz, benzetme yollu anlatımıdır... Bunların her birinin günümüz ilimlerinde fark ettiğimiz karşılıkları vardır oysa...

Evet, konumuz insan beynindeki bir kuvve!..

İşte yeryüzüne gelmiş en muhteşem beyin Allâh Rasûlü Muhammed Mustafa (aleyhisselâm) da, insan beynindeki bu kuvveye işaret ederek, “DUA” konusuna çok önem vermiş ve her konuda, her fırsatta DUA mekanizmasının işletilmesine işaret etmiştir.

www.ahmedhulusi.org adresinden tümüyle okuyabileceğiniz Dua ve Zikir isimli kitabımızda dua olayının sırrını açıklamıştım. Beynin dua anında “yönlendirilmiş beyin dalgaları” ürettiğini; bunun, istenilenlerin gerçekleşmesi konusunda işlev gördüğünü tüm detayları ile anlatmıştım. Duanın, insan beynine bahşedilmiş ilâhî kuvveleri harekete geçirmek demek olduğunu yeterince açıklamaya çalışmıştım. Keza “zikir” denilen çalışmanın dahi ötedeki bir tanrıyı anmak değil, beyindeki o ismin işaret ettiği anlamlara dönük gelişme sağladığına işaret etmiştim...

İşte bunları fark ettikten sonra, şimdi gelelim Müslümanlığın bir gereği olarak bize teklif edilen abdest olayına!

1986 yılında yayınladığım İnsan ve Sırları isimli kitabımda “abdest” olayının tanrıya tapınmak için değil, kişinin bedeninin biyoelektrik enerjisinin, sudaki enerjiden yararlanması amacına dönük olduğunu açıklamıştım. Su bulunmayan ortamda yapılan teyemmümün ise bünyedeki statik elektriğin topraklanması amacına dönük olduğunu anlatmıştım. Taklit ehli olarak yetiştirilen kitle ise, o zamandan bu yana hep karşı çıkmıştı bu gibi açıklamalarıma; “Biz tanrıya tapınmak için abdest alırız, hikmeti bizi ilgilendirmez” diye!!!

26 / 109

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!