İnsan veya tüm birimler ise birer koni gibidir! Oysa kimi, kendini yalnızca koni değil, koninin iki boyutlu düzlemi gibi, yani et-kemik beden gibi düşünür. Kimi ise koni olduğunu fark etmiştir. Koni boyutsallığı içindeki “Esmâ âlemini” tâ “nokta”ya kadar seyreder!
Bize düşen, ALLÂH Rasûlü Hz. Muhammed’e ve O’nun “ALLÂH” ismiyle işaret edip açıkladığına iman ederek, bu bildirilen gerçekler doğrultusunda yaşamımıza yön vermektir!
ALLÂH Rasûlü Hz. Muhammed (aleyhisselâm)’a ve O’nun açıkladığı “Tanrı yoktur yalnızca ALLÂH” gerçekliğine iman edenler, birlikte namaz edâ ettiklerinde, imam Fâtiha’yı okurken asla Bismillâh’ı sesli okumaz! Fâtiha’yı “El hamdu...”dan başlatır imam...
Niçin?
Çünkü, Bismillâh’ta “B” sırrı vardır ve herkesin Bi-Zâtihi kendi özünde var olan sırra dayalı olarak “B-esmele”yi kendisinin “OKU”ması ve yaşaması gerekmektedir!
Namaz ancak Fâtiha “oku”nmakla yaşanır ve bu yüzden de ALLÂH Rasûlü, “Fâtiha’sız namaz olmaz!” buyurmuştur!
“ALLÂH”a giden yol dışardan öteye değil, insanın şuurundan özüne doğrudur!
Tanrıya inananlar için ise yöneliş uzayda bir yerlere doğrudur!
Konunun Türk’lük Arap’lık veya başka ırklılıkla bir alâkası yoktur! “ALLÂH” ismi ÖZEL İSİMDİR! Özel isimler hiçbir lisanda değişmez, tercüme edilmez; aynen kullanılır!
“ALLÂH” ÖZEL isminin işaret ettiği anlam ile, genel “TANRI” kavramı arasındaki farkı hâlâ anlatamadıklarıma ise şimdilik diyecek başka sözüm yok!
[Tanrı(!) da çok uzak olmayan bir zamanda Dünya’ya gelecektir zannediyorum... Bu ise gelecekteki ayrı bir yazı konusu...]
4 Mart 2005
Raleigh – NC, USA