İşte “Allâh” ismiyle; bu sonsuz noktaları kapsayan ve her bir “nokta”dan sonsuz âlemler yaratana işaret edilmektedir ki, bu özellik “EKBER” kelimesiyle anlatılmaya çalışılmıştır.

Bu yüzdendir ki, Kur’ân-ı Kerîm’de “Allâh’ın âlemlerden Ğaniyy oluşu” vurgulanmıştır. (Ğaniyy: Algılananla sınırlı olmaktan berî olan!)

Evren içre evrenler, âdeta koni içre koniler olması itibarıyla, ortak bir noktadan varlıklarını almaktadırlar.

Çünkü “nokta”nın varlığı, “ilim sıfatı” diye anlatılan “nokta”lar düzlemindeki, ilmî-şuursal açılımlardır. “Akl-ı evvel” diye bahsedilen, ilim sıfatının “nokta”daki şuursal açılımıdır.

Holografik gerçeklik doğrultusunda tüm konisel projeksiyonlar ve bunun hâsılası olan göresel bilinçler, varlıklarını kendi derûnlarındaki “nokta”larından alırlar. “Allâh âlemlerin Rabbi’dir” işareti de, müşahede edebildiğimiz kadarıyla bize bunu anlatır...

İşte bütün bu gerçeklikler doğrultusunda…

Allâh Rasûlü Muhteşem Bilinç, bize, içinde yaşadığımız, Sünnetullâh denen Sistem ve Düzen’in yapısını anlatmıştır; kendindeki Hakikat “nokta”sından bilincine gelen Cebrâilî kuvve bilgisi doğrultusunda; “İKRA” hükmüyle OKUyarak Sistemi ve “Sünnetullâh”ı!..

Bildirmiştir ki Allâh Rasûlü ve son Nebisi Muhammed Mustafa (aleyhisselâm):

Tanrı yoktur ve tanrılık kavramı söz konusu değildir; yalnızca ALLÂH ismiyle işaret edilen vardır! ALLÂH, tapınılacak dışımızdaki bir tanrı değil, kulluk edilen özümüzdeki Rabbimiz’dir (varlığımızı meydana getirip her an onu yeni hâle sokan).

Dünya yaşamı süresince kişiden ne yolda bir kulluk açığa çıkmışsa (düşünsel-bedensel), ötesinde (âhiretinde) bunun getirisini-sonuçlarını yaşayacaktır.

Kabir âlemi haktır; bu boyuta geçen kişi Dünya’da yaşadıklarıyla geçtiği boyutun gerçekliğini sorgulayacaktır kendisindeki melekî kuvvelerle... Sorgu melekleri dışarıdan gelmeyecektir; kendi varlığında mevcuttur ve açığa çıkacaktır.

Kabir azabı ve kabir cenneti haktır. Otomatik yaşanacaktır, kaçınılmazdır.

Kıyamet kopacaktır! Dünya eriyip yok olacaktır! Tüm insan ruhları, bilinçli olarak, bir ortamda toplanacaktır. O ortamda kişiler Dünya’da inandıklarına göre topluluklar oluşturacak ve inandıkları kişinin peşinden gideceklerdir.

Cehennem, o ortamdaki tüm insanların içine girecekleri bir ortamdır. Mahşerden çıkanlar, cehennem ismiyle tanımlanan boyut veya ortamdan geçecekler ki bu yol “sırat”tır; çıkabilenler bir başka boyutta (cennet) yaşamlarına devam edeceklerdir sonsuza dek...[1]

Bu bir süreçtir. Herkes bunu yaşayacaktır Allâh Rasûlü’ne göre…

Dünya yaşamında insana ibadet adı altında tavsiye edilen tüm çalışmalar, hep insanın ölüm ötesi yaşamında sıkıntı çekmemesi ve geleceğinin daha güzel olması içindir. Yapılacak çalışmaların gökteki tanrıya yaranmakla ilgisi yoktur. Hasta olmamak için tedbir almak veya hasta olunca iyi olmak için ilaç almak neyse, ölüm ötesi yaşam için de bu çalışmaları yapmak ve o ortama kendini hazırlamak aynı şeydir. Kişi ne yapacaksa kendi için yapacaktır.



[1] Bu konuda detaylı bilgi İNSAN VE SIRLARI isimli 1985 yılında yazmış olduğum kitapta mevcuttur.

17 / 109

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!