Sonra sol elindeki kitap için de;
− Bu da Âlemlerin Rabbi’nden bir kitaptır. Cehenneme gireceklerin adları, baba ve kabilelerinin isimleri bu kitapta mevcuttur. Orada son kişilerine kadar icmâlen yazılmıştır. Artık onlar asla arttırılmayacak ve eksiltilmeyecektir!..
− Yâ Rasûlullâh, durum önceden tamamlanmış ise; o hâlde amel neye yarar?..
Rasûlullâh (sallâllâhu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu:
− Doğru olun ve mutedil davranın. Çünkü cennete girecek kişi, her ne amel işlemiş olursa olsun, onun ameli cennet ehlinin ameli ile son bulacaktır!.. Cehenneme girecek kişi de, ne amel işlemiş olursa olsun cehennem ehlinin ameli ile ameline son verecektir!.. Rabbimiz KULLARIN KADERİNİ TAYİN ETMİŞTİR!.. Bir bölük cehennemdedir!..
* * *
İbn-i Mes’ûd (radıyallâhu anh)’dan:
Rasûlullâh (sallâllâhu aleyhi vesellem) bize hutbe irâd ederek:
− Hiçbir şey, hiçbir şeye hastalığını bulaştıramaz!..
Bunun üzerine bir Arabî sordu:
− Yâ Rasûlullâh, haşefesi uyuzlu erkek deveyi ağıla alıyoruz ve sonra bütün develeri uyuz yapıyor!..
Rasûlullâh şöyle buyurdu:
− O hâlde birinci deveyi uyuz yapan kimdir?.. Advâ ve sefer yoktur!.. ALLÂH HER NEFSİ YARATMIŞ ONUN HAYATINI, RIZKINI, KARŞILAŞACAKLARINI TAKDİR ETMİŞTİR!
* * *
Buharî’den; Ebu Hureyre (radıyallâhu anh)’dan:
Rasûlullâh (sallâllâhu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur:
− Hiçbir kişiyi, onun güzel işi ve ibadeti cennete koyamaz!..
Bunun üzerine ashabı sordu:
− Seni de mi koymaz yâ Rasûlullâh?..
Rasûl-ü Ekrem şöyle cevap verdi:
− Evet, beni de!.. Allâh’ın fazlı ve rahmeti beni kuşattığı için cennete girerim. Bu sebeple ashabım, iş ve ibadetinizde ifrat ve tefritten sakının. Doğru yoldan gidip Allâh’a yaklaşınız. Sakın hiçbiriniz ölümü temenni etmesin!..
Çünkü o, hayır sahibi ise, hayrını arttırması umulur; günahkâr ise tövbe ederek ölmesi beklenebilir. (Tecrid-1918)
* * *
Abdullah bir Amr (radıyallâhu anh)’dan rivayet olunmuştur:
Rasûlullâh (sallâllâhu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu:
− Muhakkak yüce Allâh yarattıklarını bir karanlık içinde yarattı. Sonra onlara nûrundan saçtı!.. Bu nûrdan nasibini alan kimse hidâyete erdi!.. Nasibini alamayan da dalâlete saptı!.. Bunun için ALLÂH’IN İLMİNE GÖRE KALEM KURUDU!.. (Tırmızî-2780)
* * *
Zeyd bin Sâbit (radıyallâhu anh) şöyle dedi:
Ben Rasûlullâh (sallâllâhu aleyhi vesellem)’den duydum, şöyle buyurdu:
− Eğer Allâh, sahibi olduğu göklerin halkını ve yerin halkını azaplandırsa idi, onlara zulmetmeden azap vermiş olurdu!..
Eğer, onlara merhamet etse idi, Allâh’ın rahmeti onlar için, kendileri için işledikleri amellerinin karşılığından daha hayırlı olurdu.
Ve eğer senin, Uhud Dağı kadar altının olup, hepsini Allâh yolunda harcamış olsaydın; sen, kaderin hepsine inanmadıkça ve SENİN BAŞINA GELMİŞ OLAN ŞEYLERİN GELMEMESİNİN MÜMKÜN OLMADIĞINI ve başına gelmemiş olan şeylerin de gelmesine imkân olmadığını bilmedikçe, kabul olmazdı. Keza anlatılan bu inançtan başka bir akîde üzerine ölürsen şüphesiz cehenneme gireceğini kesin olarak bilmedikçe, senden kabul edilmezdi. (İbn-i Mâceh, Mukaddime)
* * *
Surâka İbn Mâlik (radıyallâhu anh)’dan rivayet edildiğine göre, kendisi şöyle demiştir:
Ben Rasûl-ü Ekrem (sallâllâhu aleyhi vesellem)’e dedim ki:
− Yâ Rasûlullâh!.. AMEL, kaderleri çizen kalemin yazdığı mukadderatın cümlesinde mi ki, artık kalem onun işini tamamlamış ve kurumuştur?.. Yoksa AMEL (için geçmişte bir kader söz konusu olmayıp) istikbalde takınacağı tavra göre mi?..
Rasûlullâh (sallâllâhu aleyhi vesellem) buyurdu:
− FİİLİN, kader ile tespit edilmiş olan mukadderattan olup, kalemin yazıp kuruduğu hususlar içindedir!.. Herkes ne için yaratıldı ise ona müyesser kılınır!.. (İbn-i Mâceh, Mukaddime)