Cevap 4
– Şu anda da aynısın ve gerek maddi ve gerekse manevî sayısız yanışlar içerisindesin. Öyle ise şu anda nasıl maddi ya da manevî yanışlar söz konusu ise, ölüm ötesi yaşamda da aynı şekilde yanışlar söz konusudur!..
Soru 5
– Ben de, mâdemki kaderim yazılmış, ibadet etmiyorum!.. Nasıl olsa, cennetlik isem cennete, cehennemlik isem cehenneme gideceğim.
Cevap 5
– Allâh cennet için yarattığına cennetliğin amelini nasip eder, cehennem için yarattığına da cehennemliklerin amelini. Sen hangisi için isen onun ameli sana kolay gelir!.. Zaten senden ne tür amel çıkıyorsa, sen, o senden çıkan amelin neticesine ulaşacaksın!..
Soru 6
– Dua kazayı defeder!.. Bu kaderin değişmesi değil midir?..
Cevap 6
– Kazayı defedecek dua dahi takdirdendir!..
Soru 7
– Peki irade-i cüz’üm yok mu benim?..
Cevap 7a
– Ne Kur’ân-ı Kerîm’de ne de bildiğimiz kadarıyla hadîs-î şerîflerde “irade-i cüz” diye bir tâbir geçmez!
Cevap 7b
– Varlığın tümüyle O’ndan oluşu itibarıyla, her zerrede kendi boyutlarında O’nun iradesi mevcuttur ve O mutlak irade sahibidir. Senin basîretini örten perdeyi kaldırmayı dilerse, görürsün ki sana ait olduğunu sandığın her şey O’na aittir!.. “Mutlak irade”nin senden çıkışı hâlinde aldığı isimden başka bir şey değildir “cüz’i irade”. Gerçekte, “cüz’i varlık” yoktur ki, “cüz’i irade” olsun!.. Evren tek bir varlıktır...
Soru 8
– Öyle ise bendeki tüm eksiklik, kusur ve yanlışlar da O’na aittir!..
Cevap 8
– Saydığın vasıflandırmalar, varsandığın varlığa nispetle kabul edilmiş “izafî” vasıflandırmalardır. Gerçekte ne senin varsandığın varlıkların O’ndan ayrı birer varlıkları vardır; ne de eksik, noksan, kusurlu olan bir şey!..
Soru 9
– Varlıktaki birtakım süflî şeylere de “O” mu diyeceğiz?
Cevap 9
– Süflî şeyleri gören göz sahibi için, süflî şeyler “O” değildir!.. Basîret sahibine göre ise zaten böyle şeyler söz konusu değildir! Zira onların beyni gözlerine tâbi değil; gözleri beyinlerine tâbidir. Gördükleri kadar düşünmek derekesinden, düşünebildikleri kadar görmek mertebesine yükselmiş ve sonunda da varlıkların olmayışını idrak derecesine ulaşmışlardır.