1400 küsur yıl önce, çölün ortasında, bugünün bilgilerini hayal bile etmesi hayal edilemeyecek bir toplum içinde yaşamış olan o yüce Zât’ın, tüm açıklamaları aslında Yaratan’ın bir mucizesidir... Ne var ki, bunları değerlendiremeyen, “Biz inanıyoruz bize yeter” diyen ve taklitle ömür süren toplumların “sevgili peygamberimiz”den öte görebilecekleri hiçbir şey yoktur; ne bu Dünya’da ne de öte dünyada! Zira, “Dünya’da âmâ olan öte yaşam boyutunda da ebediyen kördür” gerçeği ile yüz yüzeyiz!

Değeri değerlendirmek, ancak O’nun açıklamalarını anladıktan sonra mümkün olur.

Allâh Rasûlü muhteşem insan Muhammed (aleyhisselâm), yaşamı boyunca OKUduğu “Sünnetullâh”a, yani Allâh isimleriyle işaret edilen anlamların evren içre evrenlerde açığa çıkış Sistem ve Düzeni’ne dayalı olarak nice mucizevî tespitlerde bulunmuştur! Ne var ki, vahiy veya keşif yollu açığa çıkan bu tespitlerini, o devrin yaşam şartları içinde tüm detaylarıyla açıklayamamış, sadece elde edilecek sonuçlarına göre “şunu yapın” veya “şöyle yapın” şeklinde uyarılarda bulunmuştur. Konuları mecaz veya işaret yollu anlatmıştır.

Eğer düşünmeden yaşayan taklitçi grubundan değil isek, bize düşen, Allâh Rasûlü’nün her dediğini anlamaya çalışmak; ne yaparak veya ne söyleyerek, bize neyi anlatmak istediğini deşifre etmek olmalıdır.

Bugünkü bilimle bu kadarcık anlayabiliyorum o Zât’ı... Yarınkiler, muhakkak ki bizim fark edemediklerimizi dahi fark edecek, O’nun ihtişamını çok daha fazla anlayacaklardır.

Deccaliyet safında yer alıp, Allâh Rasûlü’ne hizmette olanları düşman görenler bilsinler ki, dindarlara saldırmakla asla Allâh Rasûlü’ne ve açıkladığı DİN’e zarar veremeyeceklerdir.

Son olarak şunu sakın unutmayalım... Ne “Allâh” ismiyle işaret edilenin, ne de Allâh Rasûlü’nün, bizim yapacağımız hiçbir çalışmaya ihtiyacı yoktur! Yapılanlar tanrıya tapınma amaçlı değil, her varlığın Allâh adıyla işaret edilene kulluğu içindir. Kim ne yapıyorsa veya yapacaksa yalnızca kendi geleceğini güzelleştirmek için yapacaktır. “İbadet, başka amaçla değil, yalnızca kulluk için yapılır” cümlesinin anlamı, “ibadet ötedeki tanrıya tapınmak için yapılır” olmayıp; “ibadet, varlığındaki Allâh ismiyle işaret edilenin kuvvelerinin sende açığa çıkması, geleceğine mutluluk getirmesi amacıyla beynine yön vermen için yapılır ki, bu da gerçek kulluktur” demektir!

İnsan, sorgulayıp düşünebildiği, o çağda ve şartlarda bildirilenlerin azametini fark edebildiği kadarıyla Rasûlullâh’ın değerini anlar; o nispette de kendilerine yakın olur.

 

26 Haziran 2006

28 / 109

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!