İlmin Değeri Nedir?
Ya ilmin?..
Kişinin ölüm ötesi yaşamını değerlendireceği ilmi!..
Allâh için ilmini insanlara dağıtıp, onların ölüm ötesi yaşamlarını kurtarmaları için gerekli sermayeyi bağışlayanların ilminin hakkı nedir?..
İşte bu konuda Hz. Âli kerremallâhu veche’den nakledilen hüküm:
“Bana bir kelime öğretenin kırk yıl kölesi olurum!..”
Her ilmin değeri, onun sana sağlayacağı menfaat kadardır!..
Bu sebeple ölüm ötesi yaşama dönük ilmin değeri de, aynen ölüm ötesi yaşam gibi sonsuzdur!..
Ölüm ötesi yaşamın gerçeklerini bildirip o konuda bizi sakındıran ve hazırlanmamıza vesile olan ilmi bize ulaştıran Hz. Rasûlullâh’ın hakkını tüm yaşamımız boyunca onun için dua etmekle geçirsek asla ödeyemeyiz!..
Böylesine değerli olan ilmi, sırf dünyevî menfaatler için öğrenip öğretmek hakkında Rasûl-ü Ekrem, şöyle bir uyarıda bulunmuştur.
Kâ’b bin Mâlik (radıyallâhu anh)’dan rivayet edilmiştir:
Rasûlullâh (sallâllâhu aleyhi vesellem) buyurdu:
“İlim adamlarıyla boy ölçüşmek veya ayaktakımı ile mücadele etmek, halkın teveccühünü kendine çevirmek için ilim tahsil eden kişiyi, Allâh cehennemine sokacaktır!”
Çünkü sonsuz değer taşıyan ilmi, çok az bir dünya değerine değişmiştir!..
Dinî bilgileri ezberleyip başkalarına ulaştıran mı?.. Onları alıp, bunlardaki işaretleri anlayıp, yeni yeni bağlantılar kurarak işin yeni yönlerini çıkartan mı?..
Rasûlullâh (sallâllâhu aleyhi vesellem) ne buyuruyor:
“Bizden bir hadis işiten ve onu hafızasında tutan adamı Allâh aydınlatsın!.. Çünkü bir ilim yüklenen insan bazen kendisinden daha dirayetli birine (ulaştırır) ve çoğu zaman da bir ilim yüklenen insanın kendisi dirayeti olmaz!..” (Tırmizî - İlim)
Nice insanlar vardır ki, ilmi ezberlerler ve naklederler. Zekidirler!.. Ama onları anlayıp yeni yeni şeyleri bulmak zekâ değil, akıl ister. Zira genelde zeki insan, akıllılardan çok çok fazladır!.. Zekâ, günlük olaylar içersinde kişinin menfaatine dönük en iyi çözümleri bulmaya yarar. Akıl ise ileriye dönük ve derinliği olan konularda geniş boyutlarda düşünmeyi ve bunun neticesinde yeni şeyler bulmaya yarar. Dolayısıyla bu husus “dirayet” kelimesiyle anlatılmak istenmiştir.
Evet, sırası gelmişken ilmin, ölüm ötesi yaşamı insana kazandıran ilmin değeri hakkında açıklamalarda bulunan birkaç hadîs-î şerîfi de buraya alalım:
“Allâh kime hayır dilerse, dinde anlayış verir.”
“Her kime öğrendiği bir ilim sorulur da ilmi saklarsa, kıyamet günü ateşten bir gem vurulur.”
“Bir âlimin ibadetle meşgûl olana üstünlüğü, benim en aşağı mertebede olanınıza karşı üstünlüğüm gibidir. Allâh, melekleri, göklerin ve yerin halkı, hatta yuvalarındaki karıncalar ve hatta balıklar, insanlara hayır öğreten kişiye dua ederler!”
“Kim ilim yolunu tutarsa, Allâh ona cennet yolunu tutturur!.. Ve melekler ilim öğrencisinin rızası için kanatlarını indirirler. Aynı zamanda bir âlim için göklerde ve yeryüzünde bulunanlar ve hatta sulardaki balıklar istiğfar ederler. Âlimin abidden üstünlüğü, Ay’ın parlaklığının sair yıldızlara olan parlaklığı gibidir!.. Nebi ve Rasûller miras olarak ne dinar ne dirhem bırakmışlardır; ancak miras olarak ilim bırakmışlardır. Kim ilmi almış olursa (mirastan) bol pay almış olur.”
“İki kişiden gayrına haset (gıpta) edilmez. Allâh’ın mal verdiği kişi, ki malını hak üzere Allâh yolunda kullanır; Allâh’ın hikmet verdiği kişi, ki onunla hükmedip öğretmededir.” (Buhari)