Düşünce ve anlayışınız tanrı kavramı kurgusu üstüne kurulu ise, onu güncellemekle RASÛLULLÂH’ın açıkladıklarını anlayamazsınız!

Kişinin DİN konusunda içine düşeceği en büyük felaket, kökeninde tanrı-ilâh” kavramının olduğu DİN anlayışıdır!

Bu anlayıştır ki, sizi sonuçta yeryüzünde “tanrı hoparlörü peygamber” anlayışına sürükler!

Bu anlayıştır ki, sizi bedensellikten ibaret benlik kabulüne sürükler; bu anlayıştır ki beden-beşer anlayışını doğurur!

Oysa düşünün bir…

“Ene beşerun misliküm”; “Ben sizin misliniz olan beşerim” (18.Kehf: 110) âyeti ne demek istiyor?

Senin, kendini sandığın üzere, “kalp”siz, yiyip içen, üreten, uyuyan bedensel varlığım mı demek istiyor?

Yoksa…

“Sen de benim gibisin, dolayısıyla benim varlığımdaki hakikat aynıyla sende de var; gel sen de kendindekini keşfet ve onu yaşa, bunu başarabilirsin takdirinde varsa… Gel bir dene” mi, denmek isteniyor?

Âhir zaman!.. Bu neslin kıyameti çok uzak değil işaretlere göre!

Deccaliyet sizi her yandan bedensellik ve tanrı anlayışıyla boğmaya, şuurunuzu bulandırmaya, kalbinizi karartmaya çalışıyor! Ona hizmet verenler, –kimi bilinçli, kimi bilgisizlikten– sizi maddeci, tanrı ve peygamberi sanısına dayalı, DİN anlayışı içinde “ALLÂH”tan ayrı hissettirmeye çalışıyorlar. “Kalb”inizdeki yerine, göklere, belki de sonuçta gökten geleceklere yönlendirmeye çalışıyorlar...

Oysa…

Tek kurtuluş yolu, yeryüzünde açığa çıkmış en muhteşem şuur, hakikatin dili, Allâh Rasûlü Muhammed Mustafa (aleyhisselâm)’ı çağdaş bilimler eşliğinde YENİDEN anlamaya çalışmaktır!

Tek Kurtuluş yolu, KURÂN’ı, gökten inmiş ciltli kitap değil; evrensel hakikatin bize açtığı BİLGİ KAYNAĞI olarak YENİDEN değerlendirip, işaret yollu bildirdiklerini deşifre etmektir.

Bilin ki, kendi kendinizesiniz!

Ölümü tadıp geçtiğiniz boyutun gerçeklerini yaşamaya başladığınızda, Rabbim kimmiş, Nebi kimmiş neymiş niyeymiş, yaşamın bu boyutuna hangi evrensel bilgilerle işaret edilmiş diye sorgulama yaşadığınızda, gerekli hazırlıkta değilseniz, sınav sonucu size azap verici olabilir… Beş parasız, lisan bilmez, çırılçıplak hâlde Çinlilerin arasına düşmüş gibi hissedin bakalım bir…

Dostlarım…

Evren içre evrenlerde her ne varsa hepsi kendi boyut ve yapısına göre bilinçli ve hedefi olan, amacı olan bir yaşam içindedir!

En basitiyle, spermin hedefine ulaşma hareketindeki bilincine bir bakın! Onda ne tür bir bilinç ve anlayış ve amaç var acaba?

Rahmân, yüz binlerce sperm yaratır, o boyutta; kalemle ulaştırır hedefinin kapısına!.. Yüz binlercesi yarışa çıkar, biri hedefine ulaşır; diğerleri helâk olur!

Her bir katmanda mevcut birimlerin amacı, bir üst yapıya veya katmana çıkmaktır! Fâtırın programı böyle açığa çıkartır birimleri.

Her bir birim, kendi derûnundaki (noktasından gelen) hakikatin özellikleriyle, varoluş amacı doğrultusunda yolculuğa koyulur.

101 / 109

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!