Bilmem anlatabiliyor muyum?..

Evet, beyninizde, Allâh’ın sayısız isimlerinin mânâlarını anlayıp aşikâre çıkartabilecek bir kapasite, bunları yaşayabilecek bir özellik mevcut...

Ve siz bunları, ne kadar zikrederseniz, o düzeyde Allâh’a yaklaşabilecek yani O’ndaki mânâları tanıyabileceksiniz. Ve bunun anahtarı da zikirdir!..

Şimdi siz, ister bu anahtarı kullanın, ister kullanmayın denize atın; isterseniz de ne güzel oyuncak diyerek anahtarın dişlerini taşa sürte sürte eğlenip hoşça vakit geçirin!!!

Bugün Dünya üzerinde hangi kişide normal ya da olağanüstü diye nitelendirilen ne tür fiil görüyorsanız, biliniz ki bunların hepsi de beynin değişik değerlendirilişlerinden başka bir şey değildir.

Kimde aşikâre çıkan hangi özellik varsa, o özellik aynıyla gerçekte sizde de mevcuttur. Ne var ki onun beyninde açılmış bulunan o devre, sizin beyninizde açılmamıştır!..

Beden tümüyle, beyne hizmet edip ona gerekli olan biyoelektrik enerjiyi temin için yaratılmış bir yapıdır. Aynı zamanda beyindeki sayısız alıcı güçlere bir nümûne olması itibarıyla da bazı basit alıcı organlar bu bedene yerleştirilmiştir ki; beyni sadece bunların kapasitesiyle sınırlı saymak insanlığın en büyük gafletidir!..

Makrokozmos evrendir...

Mikrokozmos ise beyin!..

Evren, esas yapısı itibarıyla, tümüyle sayısız manyetik dalgalardan oluşmuş bir kütledir ve her dalga boyunun kendine has orjinal bir mânâsı vardır. Beyin ise orijini itibarıyla bu dalga boylarındaki mânâları değerlendirecek bir alıcı, bir değerlendirici ve sayısız yeni mânâlar oluşturucu bir cihaz gibidir!.. Ve bu beyin, elde ettiği tüm hâsılayı, ürettiği ruha yani holografik dalga bedene yüklemektedir!..

Kişinin ölüm ötesi kapasitesi, bir diğer ifade ile mertebesi, derecesi, Dünya’da iken geliştirebildiği son beyin kapasitesi kadardır.

Öldükten sonra herkes, kim ve ne derecede olursa olsun, değerlendiremediklerini fark ederek, bundan dolayı büyük bir pişmanlık duyacaktır!.. Ne çare ki, iş işten geçmiştir.

Şimdi de zikrin iki türünden bahsedelim...

Enerji türü zikir!..

İlim türü zikir!..

Enerji türü zikir nedir?..

Genel zikir diye de adlandırabileceğimiz bu zikir türü, ruhtaki kudret sıfatına taalluk eden, ruhun sayısız işler başarmasını, ulaşım gücünü sağlayan enerji toplamaya yönelik zikirlerdir.

“Allâh”...

“Lâ ilâhe illâllâh”...

“Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh” ve bu gibi genel zikirlerdir.

Ayrıca yapılan iyiliklerden ya da size kötülük yapıp dedikodunuzla, gıybetinizle meşgûl olan kişilerden akan pozitif enerji yani sevaplar da bu enerji türündendir.

Öbür taraftan bir ikinci zikir türü daha vardır ki, bunu da özel zikir olarak mütalaa edebiliriz.

Özel zikirler, kişiye has, Allâh’ın isimlerinden ibaret olan zikirlerdir. İlerde ilgili bahiste anlattığımız üzere, Allâh’ın çeşitli isimleri, değişik kuvvetlerde, ayrı ayrı, kişiye has formüllerle beyinlerde açılımlar oluşturmuştur.

Siz genel zikir klasmanında bir zikir yaptığınız zaman, her ismin mânâsı eşit kuvvetle tesir alır ve hepsi de aynı oranda gelişme gösterir.

Oysa, mesela “MÜRİYD” isminin mânâsı diğerlerine göre daha az nispette aşikâre çıkmış ve bundan dolayı da iradesi zayıf olan, bildiğini tatbik edemeyen bir beyin söz konusu olduğunda; siz genel zikirlerle olaya yaklaşırsanız, hepsi aynı nispeti koruyarak güçleneceğinden, bu ismin mânâsı yönünden kolay kolay netice alamazsınız!..

Ama buna karşılık, siz direkt olarak “MÜRİYD” zikriyle olayın üstüne gittiğiniz zaman; kısa sürede görürsünüz ki, kişi “irade” yönünden, yani bildiğini tatbik etme yönünden büyük mesafeler alır.

Bu irade konusunda olduğu gibi, cimrilik konusunda, yumuşaklık konusunda, ilim konusunda, kısacası hemen her konuda böyledir. Ancak bunun için de bu zikri veren kişinin, karşısındakinin beyin yapısını çok iyi bilmesi gerekir.

Yani, o kişinin genel beyin programında hangi burçların ve hangi planetlerin pozisyonu nelerdir; hangi isimlerin mânâları bu şekilde hangi nispetlerle açılmıştır; istidadı hangi konulardadır gibi soruların cevaplarını bilip, bunlara göre kişiye özel zikrin verilmesi gerekir[1]!..

Zikir deyince, sadece bunlarla da kayıtlanmamak gerekir ayrıca. Namazda okunan bütün âyetler, dualar ve tespihler hep zikir cümlesindendir.

Namaz ise mümkün olduğunca dış dünyadan soyutlanarak tam bir konsantrasyon içinde okunan mânâları ruha yükleme yöntemidir.

Namazı bir jimnastik gibi anlamak, tümüyle cahillikten ve meselenin içyüzünü görememekten kaynaklanan ilkel bir görüştür!..

Namaz esasen, tamamıyla öze; özünde mevcut olan Allâh’a yönelme olayıdır!.. Bundan mahrum olanlar ise, bu çalışma neticesinde kendilerinde ortaya çıkabilecek o kadar değerli şeylerden kendilerini yoksun bırakmaktadırlar ki bunun dille anlatılması asla yeterli olamaz!..

Namazın edâ edilmemesi, kişinin kendisi ile Allâh arasındaki bağın bir çeşit kopartılmasıdır ki, bunun mânâsını şöyle anlatmaya çalışalım. Kendini et-kemik, yaşamı da bu Dünya’dan ibaret sanan insan, ölüm ötesini bilmediği için hiçbir çalışma yapmaz!.. Bu yapmayış dolayısı ile de, varlığına konulmuş bulunan “Halife”lik hazinesi sandığının kapağını açmaz ve içindeki eşsiz defineyi çıkartıp kullanmaz ve nihayet sefalet içinde ölür gider.[2]

Düşünün bir insanı; kendisindeki sayısız özellikleri ortaya çıkartacak olan nesneyi değerlendirmekten mahrumdur... Oysa ölüm ötesi yaşamda tüm sermayesi bu “halife”lik sandığının içine konulmuş bulunan definedir. Bu kişinin ölüm ötesindeki pişmanlık hâlini nasıl anlatmak mümkün olabilir ki?..

Şurasını kesin olarak bilelim ki; “ibadet” adı altında yapılan tüm fiiller tamamıyla kişinin ölüm ötesi yaşantısı için kendisinin ihtiyaç duyacağı ve oradan da temin edemeyeceği şeylerle alâkalıdır. Yoksa, yüz milyonlar kere yüz milyonlarca Güneş’in yer aldığı kâinatın “Mutlak Mutasarrıf”ına karşı, birimin varlığı tek kelime ile “HİÇ”tir. Sen iman üzerine olup, doğumdan ölüme secdede olsan, O’na ne ekleyebilirsin?.. Ya da tüm yaşamın boyunca tepetaklak durup devamlı tükürsen ne olur?.. Ne olacak, tükürdüğün kendi yüzünü yıkar!..



[1] “DUA ve ZİKİR” isimli kitabımızda bu hususta gerekli olan bütün bilgileri açıkladık.

[2] “Namaz” konusunu ve sırlarını detaylı bir şekilde “İSLÂM’IN TEMEL ESASLARI” adlı kitabımızda okuyabilirsiniz.

11 / 66

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!