Fenâfillâh Muhaldir!
Allâh’ta kendini yok etmek, “fenâfillâh” muhaldir!..
Zira, ikinci bir varlık yoktur ki, o ikinci varlık kendini Allâh’ta yok etsin!..
Bir Allâh, bir de sen(!) varsın!.. Sen, bu varlığını yok edecek bir şeyler yapacaksın da, o yukarıdaki Allâh’a ulaşacaksın?.. Yok öyle bir şey!..
Senin “nefs”ini tanıma olayın var!..
O yüzden de, Rasûlullâh (aleyhisselâm), hiçbir zaman, “fenâfillâh” diye bir şeyden söz etmemiştir; ve bu anlama gelecek bir kelime de kullanmamıştır.
Ama, Rasûlullâh (aleyhisselâm)’ın ağzından:
“Nefsini tanıyan Rabbini tanımış olur...”
Açıklaması ve hükmü çıkmıştır!..
Bu da tüm varlığın Vahdet esası üzerine ortada olduğunu açık seçik gösterir. Dolayısıyla, vehmini terk edip, kendi hakikatini tanımaktır, esas olan...
Senin kendinde, vehminin meydana getirdiği, var olmayan şeyleri var kabul etme hâlleri vardır; ve sen de sık sık bu hâllere düşersin!..
Seni vesvese sarar; vehmin, gerçekte var olmayan şeyleri, sana var kabul ettirir!..
İşte bu var olmayıp da var kabul ettiğin şeylerin en başında -nefsinin bürünmüş olduğu hâller dolayısıyla- benim evim, benim arabam, benim kocam, benim babam, benim anam, benim vatanım vs. gibi kabuller yer alır. Oysa gerçekte “sen” yokken, nerede senin nesnelerin olacak?..
Aslında “nefs”in için, hiçbiri “var” hükmünde değildir. Ama sen bunlara bağlı olup, bunların gayrında olduğun için sen bal gibi, benim, benim der uzatır gidersin. Sonsuza kadar böylece gider.