Kader Konusunu Anladık mı?
Şimdi, bu konuyla bağlantılı olarak önemli bir konu daha var...
Kader konusu!
Bizim, kader konusunu anlayamamamızın en büyük sebebi; hep, çoktan Tek’e bakmaya çalışmamız! Çokluk kavramından Allâh’ı tanımaya çalışmamız!
Hâlbuki, kendi varlığınıza, kendi bedeninize bakın! Hiç, sizin beyninizin hükmetmediği bir şekilde parmağınız oynuyor mu? Beyninizin hükmü olmadan, ayağınız, tırnağınız oynuyor mu, hareket ediyor mu?
Hep, beynin hükmü altında, bedendeki bütün hareketler!
Bedendeki tüm hareketler beynin hükmü altında olur da, bütün bu kâinatın beyni hükmünde olan Allâh’ın ilminin dışında bir şeyin olması mümkün olabilir mi acaba?
Hem, “Allâh’ın hükmü ve takdiri dilemesi olmadan yaprak kımıldamaz” deriz. Ondan sonra da, kalkar insanları suçlarız. Hayvanları suçlarız. Doğayı suçlarız. Havayı suçlarız... Yağmuru, denizi suçlarız!
Öte yandan gelir tekrar; “Allâh’ın ilmi, iradesi, kudreti, takdiri olmadan hiçbir şey olmaz” deriz.
Her şeyin Allâh'ın hükmü ve takdiri ile olduğunu anlamışlardan Erzurumlu İbrahim Hakkı, “Marifetname”sinde, şöyle der:
Deme, şu niçin şöyle;
Yerincedir ol öyle!
Bak sonuna sabreyle,
Görelim Mevlâ neyler
Neylerse güzel eyler!
Âyeti kerîmede der ki;
“...Sizin için hayır olan bir şeyden hoşlanmayabilir; sizin için şerr olan bir şeyi sevebilirsiniz. Allâh bilir, ne var ki siz bilmezsiniz!” (2.Bakara: 216)
Allâh, kusurlu, hatalı, noksan iş yapar mı?
Allâh’ın yaratmayıp da, başkalarının yarattığı neler var yeryüzünde?
Eğer, her şeyi Allâh yaratıyorsa! Allâh, eksik, hatalı, kusurlu iş yapmıyorsa! Biz de birtakım şeyleri, noksan, hatalı, kusurlu buluyorsak!
O zaman bizim imanımız var mı?.. Varsa, ne noktada, ne kadar?..
Bu suallerin cevaplarını biraz düşünelim! Ona göre kendi yaşamımıza kendimiz yön vermeye çalışalım!