“Eğer siz benim bildiklerimi bilseydiniz, rahat rahat yataklarınızda uyumaz, Allâh Allâh diyerek çırılçıplak dağlara fırlardınız.”
İfadesi Hz. Rasûlullâh’ın haşyetine işaret eder. Ve, kendisindeki o haşyeti dile getiriştir.
“İçinizde Allâh’ı en çok bilen benim. En çok korkan da benim!” demesi de, haşyete işarettir.
Buradaki korku, haşyettir. Korku, bildiğimiz Allâh’ın sopasından korkma değildir. Hadiste ona işaret ediyor.
Yeryüzünde, Hz. Muhammed’den daha iyi, daha yüksek vahdet ehli olabilir mi? Onun bahsettiği en yüce durum işte bu haşyettir.
Ama, hayalindeki “tanrı”na “Allâh” etiketini yapıştırıp ona, Allâh diyenler, haşyetin ne olduğunu bilmezler. Onlara göre en yüksek mertebe aşktır.
Muhabbet, temeli ile ikilik ve şirktir. Tâ ki, aşkın en son noktası ikiliği kaldırır. O noktaya kadar hep ikiliktir, muhabbet! Zaten, haşyeti duyan kişide ikilik kalmaz! Çünkü, “Hiçlik” noktasındadır. Haşyetin sonucu; O azamet ve kibriyâ önünde hiç olduğunu hissediştir.
− Haşyet, Mardiye’de mi hissedilir?
− Mutmainne’de onun ilk hâlleri hissedilir, yaşanır. Radiye’de kemâle erer. Mardiye’de tam haşyet yaşanır. Mardiye’de ve Sâfiye’de belli olur.
− Bu haşyet duyulmaya başlandığında çok büyük acılar da yaşanır mı?
− Sen o haşyeti her zaman duyamazsın zaten... O ancak, bir namazda iken ve kendini o konuda yoğunlaştırdığında hissettiğin bir olaydır. Haşyet duymana rağmen beden duruyor, varlığını sürdürüyor. Beden ortadan kalkmıyor ki! Beden ortadan kalkmadığı gibi, bedenin dünyası da yaşamını sürdürüyor.
− Bu yaşam sürerken, yapılan fiillerin yanlışlığının farkına vararak bu sistem içinde korkuların yaşanması olacak mı?
− Olacak tabii!
− Peki, bunlardan sıyrılmak zikirden, ibadetten, Hacc’dan..?
− Şimdi bakın! Zikir, arabanızın deposunu benzinle doldurmaktır. Ama, arabayı hedefine götürmek yol bilgisi ister. Yolu bilmiyorsan, hangi yoldan nereye gideceğini bilmiyorsan, arabaya ne kadar benzin doldurursan doldur. Hatta, arkasına benzin dolu tank bağla istersen!
Önemli olan ilimdir!
Zikir, ilmin gelişmesi için gereklidir. Zikir hedef değildir ama, onsuz bir yere varılmaz. İlerleyemezsin! Mümkün değil! Ne kadar yol bilirsen bil, arabanın deposunda benzin yoksa çakıldın kaldın bir yerde.
Ben, “DUA VE ZİKİR” isimli kitabımda yazdım. Zikir istemek için bana gelmenize gerek yok ki! Bu kitabımda ben, herkesin neler yapabileceğini yazıyorum. Benim, kitaplarımda tüm bunları yazmaktan amacım, insanlar beni aramak gereğini duymasınlar, beni aramak mecburiyetinde kalmasınlar.
Gerekli olan tüm bilgiler kitaplarda var. Dolayısıyla beni aramanıza gerek yok!