“Gayrı”dan Münezzehtir!
“RİSÂLE-İ GAVSİYE” isimli eserinde Gavs-ı Â’zâm Abdulkâdir Geylânî kendisine sırrından, özünden şöyle hitap edildiğini anlatır:
−Yâ Gavs-ı Â’zâm! Allâh, gayrından münezzeh, Allâh’a yakındır!
Burada anlatılmak istenilen mânâ şudur:
Allâh, kendisinden gayrı bir varlığın mevcudiyetinin düşünülmesinden münezzehtir! Yani, O’ndan gayrının varlığının düşünülmesi muhaldir! O, bu münezzehiyeti dolayısıyla, ayrı bir varlık anlamına gelen tüm anlamlardan berîdir, ötedir. Ancak bu berîlik, ötelik; mekânsal veya boyutsal değil, anlam olaraktır.
Kısacası “Allâh”, kendisinden ayrıca bir varlığın söz konusu olması anlamından berîdir! Ve Allâh, ancak kendisine yakındır. Yani şayet bir yakınlık mefhumu, ona yakın olma kavramı düşünülecekse, ancak kendisinin kendisine olan yakınlığından söz edilebilir. Çünkü varlığından ve vücudundan söz edilebilecek yegâne var olan, kendisidir.