Mücahedesiz Müşahede Olmaz!

Yâ Gavs!.. Kim mücahededen mahrum ise, ona müşahedeye yol yoktur! Tâliplere, benim kendilerine lazım olduğum gibi, mücahede lazımdır!

 

Eğer bir kişide mücahede mevcut değilse, bu yolda bir cehdi -çalışması- fiiliyatı yoksa, o kişi asla müşahedeye eremez.

Bir diğer deyişle, kişinin müşahededen nasibi yoksa, Hakk’ı müşahede için var olmamış ise, o kişiye mücahede yapmak da nasip olmaz!.. Zira mücahede yapsa, ister istemez müşahede olacak...

KİM BİR ZERRE AĞIRLIĞINCA BİR HAYIR YAPARSA, ONU GÖRÜR. (99.Zilzâl: 7)

Hükmünce kimden ne nispette mücahede sâdır olursa, o nispette de müşahedeye kavuşur.

Kimin de müşahededen nasibi yoksa, o mücahedeyi ihmâl eder!

Mücahede, vehmin getirdiği perdelerin kalkması için şarttır!

Kişi kendini beden kabul edip, bedene dönük istek ve arzular peşinde koştuğu sürece, elbette bütün düşüncesini, yemek- içmek, seks, güzel maddelere sahip olmak gibi şeyler kaplayacaktır...

Buna karşılık, hakikatin ne olduğunu öğrenmek isteyen insanı da bunlar fazla ilgilendirmeyecek, bu konudaki ilmin peşinde olacaktır...

Hakikatin ilmini elde edenin amacı ise o hakikati yaşayabilmektir!

İşte bütün bunlar, hep mücahede isteyen ve mücahedesiz gerçekleşmesi mümkün olmayan şeylerdir.

Sahibi olduğunu sandığın şeylerin var olduğu sürece, elbette ki onların elinden çıkışının da ızdırabını duyacaksın... Sana ait olmayan bir şeyin, bir zarar görmesinden hiç için sıkılıyor mu?.. Hayır!

Öyle ise, öncelikle, gerçekte hiçbir şeyin sahibi olmadığını idrak etmen ve sahiplenmeyi terk etmen gerekir; ki en basit mücahede budur!

Neticesi de, Mâlik el Mülk olan mülkün hakiki sahibini müşahededir!

İşte böyle mücahedeyle, ne kadar sahiplik duygusunu terk ederse insan, o kadar hakiki sahibi müşahede eder... Anlar ki, mal da yalan, mülk de yalan, gerisi hep oyalan...

Bundan sonra, mücahedede ikinci dönem başlar... Mülk, mülkün sahibi olan Mâlik el Mülk’e ait olduğuna göre, onlarda tasarruf eden de O’dur! Ki bundan sonra gerekli olan Allâh’tan gayrına kuvvet, kudret atfetmemektir!

Bundan da sonraki mücahede; vehim, zan ve beş duyunun getirdiği müstakil varlıklar görme hâlini terk yolundadır.

Ve böylece mücahede sürekli devam eder... Elbette, mücahedede başarılan her savaştan sonra oluşan bir müşahedede, şahit olunan yepyeni âlemler söz konusudur.

Böylece devam eden mücahedeler, son olarak Esmâ perdesinden de kurtulmayı sağlarsa, Zâtullâh Bâkî’dir hükmünü alır.

Allâh Bâkî’dir; “YOK” ezelden ve ebeden “yok”tur! 

66 / 84

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!