Raûf

Ve daha dedi ki;

Yâ Gavs-ı Â’zâm… Ne mutlu sana, mahlûkatıma Raûf olabilirsen; ve ne mutlu sana, onların hatalarını bağışlarsan!

 

“Raûf” ismi birime izafeten çok büyük ve geniş bağışlayıcılık olarak anlaşılır.

“Raûf” isminin gerçek tecellisi ise “Mardiye nefs” mertebesinde yaşanır.

Vâhidiyet mertebesinin yaşamı olan “Mardiye” bilincinde, varlıktaki tüm sûretler, o bilincin organları gibidir ve tümünde tasarruf eden O bilinçtir!

Bu sebepledir ki, O’nun yanında tümü de bağışlanmaya değerdir!

Kendi tecellilerini seyreden görür ki, görmektedir ki, onlardaki tüm fiillerin hakiki mutasarrıfı kendisidir, elbette ki bağışlayıcı olur. Esasen, bu mertebede yanlış-doğru yok, hikmetlerin zuhuru vardır.

33 / 84

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!