Âşık kendiliğinden kıyar mı bu tatlı cana

Hele ben dost yoluna cana kıyarım kime ne

Can verir âşık olurum, aşk ile Dost bulurum

Mansur gibi Hak yoluna, berdar olurum kime ne

Oruç, namaz, haccu zekât, zühd ü tâat kadru berat

Ben bunların hepsini aşka veririm kime ne,

 

İsterim aşkta pişesin, fikrederim endişesin

Ben burda namus şişesin taşa çalarım kime ne

Ar u namus verdim yele, melâmetlik aldım ele

Aşk ile girdim ben yola, ben giderim kime ne

Âşıkım diyen canların, nişanı vardır onların

Giyip melâmet hırkasın, âşık olurum kime ne?

                                                                        YUNUS EMRE

 

Zahidliği zanneyler idim hoş hüner amma

Aşk gibi hüner yok imiş insana münasip!

             Yağmalasa hep varımı aşk, zerre komasa

             Ansız olamaz çün kişi, irfana münasip

Zikreyle heman leylü nehar durma çalış ki

DOST vaslı olur zakir-i hayrana münasip

             Kuddûsi’ye derler ki, niçin uzlet edersin

             Oldur ki firar âşıkı cânâna münasip.

                                                                        AHMED KUDDÛSİ

  

Sen, sende gözet Hakk’ı heman gezme yabanda

Kendinde iken, sen onu gayride ararsın

             Na ehle sakın derdini bildirme hazer kıl,

             Pes şişei esrarını destinle kırarsın

Divane gönül kadrini var şöylece bil kim

Kuddûsi’yi sedef, sen anın içindeki dürsün!

                                                                        AHMED KUDDÛSİ

 

Sülûk ahvalini sâlik, yola gidip gelenden sor

Eğer dalgıç olam dersen, bu deryaya dalandan sor!

             Tarikat sırrını sorma muhaddisten, müderristen;

             Hakikat ilmini dersi Huda’sından alana sor!

Bilmez ehli zâhir, ehli bâtın bildiğin zinhar;

Sorar isen anı ayn-el yakîn Hakk’ı bilenden sor!

             Bu bir ilmi ledünnî kim, bilen dimez diyen bilmez,

             Bilür ârif bu ilmi kim, yürü anı menenden sor!

Bu Kuddûsî’leyin cahil müdai çoktur zira

Visalin tarzını, mürşid olup vâsıl olandan sor.

                                                                        AHMED KUDDÛSİ

 

Hak ilminde bu âlem, bir nüsha imiş ancak;

Ol nüshada bu adem, bir nokta imiş ancak!

             Ol noktada gizlidir nice nice bin derya

             Bu âlem o deryadan bir katre imiş ancak!

Ademliğini her kim bulduysa odur Âdem

Yoksa görünen sûret bir gölge imiş ancak!

             Kim ol deme buldu yol, vasletti Niyazi ol

             NACI denilen fırka, bu zümre imiş ancak.

                                                                        NİYAZİ MISRÎ

 

Derman aradım derdime, derdim bana derman imiş,

Bürhan aradım aslıma, aslım bana bürhan imiş!

             Sağı solu gözler idim; DOST yüzün görsem deyu,

             Ben taşrada arar idim, ol can içinde CAN imiş!

Öyle sanırdım, ayrıyem; DOST ayrıdır, ben gayrıyem

Benden görüp işiteni, bildim ki ol cânân imiş!

             Savm-u salât-ı hac ile sanma biter zahid işin,

             İNSAN-I KÂMİL olmaya, lazım olan irfan imiş...

Mürşid gerektir bildire; Hakk’ı sana hakk-el yakîn

Mürşidi olmayanların bildikleri gümân imiş

             Her mürşide dil verme kim yolunu sarpa uğratır

             Mürşidi kâmil olanın yolu gayet âsân imiş.

İşit Niyazi’nin sözün, bir nesne örtmez Hak yüzün

Hakk’tan açık bir nesne yok, gözsüzlere görülmezmiş!

                                                                        NİYAZİ MISRÎ

 

Nâdânı terk etmeden yârânı arzularsın

Hayvanı sen geçmeden, insanı arzularsın.

             Men ârefe nefsehû, fakat ârefe rabbehû

             Nefsini sen bilmeden, sübhanı arzularsın

Sen bu evin kapısın, henüz bulup açmadan 

İçindeki kenz’i biyanı arzularsın.

             Dağlar gibi kuşatmış BENLİK günahı seni

             Günahını bilmeden, gufranı arzularsan.

Cevizin yeşil kabını yemekle tat bulunmaz

Zâhir ile ey fâkih Kurân’ı arzularsın

             Şerbeti sen içmeden sarhoş-u mest olmadan

             Nice Hakk’ın emrine fermanı arzularsın.

Gurbetliğe düşmeden mihnete sataşmadan

Kebap olup pişmeden püryanı arzularsın.

                                                                        NİYAZİ MISRÎ

78 / 84

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!